1960’lı yılların emperyalizm karşıtı gençlik eylemlerinin ön saflarında yer alan gençlik önderi Harun Karadeniz’i, 49 yıl önce kaybettik. 1942 yılında Giresun’da doğan Karadeniz, dönemin siyasi atmosferinde gençliğin sosyal ve politik alanda etkinliğini artıran önemli figürlerden biri oldu. 1975 yılında tutuklu olduğu sırada yakalandığı hastalık nedeniyle yaşamını yitiren Harun Karadeniz, ülkesinin bağımsızlığı için verdiği mücadeleyle anılmaya devam ediyor.
Gençlik Yılları ve Eğitim Hayatı
Harun Karadeniz, 1962’de İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi’ne kaydoldu. Üniversite hayatında aktif bir şekilde öğrenci hareketlerinin içinde yer aldı; Öğrenci Derneği başkanlığı ve İTÜ Öğrenci Birliği başkanlığı gibi önemli görevler üstlendi. Öğrencilik yıllarında, anti-emperyalist eylemlerde yer alarak, boykotlarda ve okul işgallerinde kitlelere öncülük eden Karadeniz, gençlik hareketlerinin en tanınan simalarından biri haline geldi.
Özellikle “Özel okullar devletleştirilsin” sloganıyla gerçekleştirilen büyük öğrenci yürüyüşünde yer aldı ve bu kampanya ile eğitim sisteminde reform taleplerinin öncüsü oldu. “İlkokullardan Üniversiteye Dek Eğitim ve Devrim” sloganıyla yapılan “İTÜ işgali”nde de önemli bir rol oynayarak, eğitimde eşitliğin sağlanması için mücadele etti.
Altıncı Filo Eylemleri ve Çalışmaları
Harun Karadeniz, gençlik hareketlerinin önemli bir parçası olarak, Amerikan Altıncı Filo’suna karşı düzenlenen eylemlerde de öncü bir rol üstlendi. Bu eylemler sırasında, yakın arkadaşı Vedat Demircioğlu’nu kaybederek büyük bir acı yaşadı. Karadeniz, diğer öğrenci hareketi liderlerinden farklı olarak, gençlik hareketlerini sınıf hareketleri ile birleştirmeye çalıştı. Eylemlerinde emekçilerin sorunlarını dile getirerek, toplumun farklı kesimlerinin bir araya gelmesini teşvik etti.
Sosyal adaletin önemine vurgu yaparak, “Onlar Ortak, Biz Pazar, İşte Size Ortak Pazar” kampanyasını yürüttü ve ekonomik bağımsızlık olmadan ülkenin tam anlamıyla özgürleşemeyeceğinin altını çizdi. Bu dönemde, işçi grevlerini destekleyerek, emek mücadelesine de katkıda bulundu.
12 Mart Darbesi ve Sonrası
12 Mart 1971 Askeri Darbesi sonrası, Türkiye Komünist Partisi (TKP) ve Devrimci Gençlik (Dev-Genç) davalarından yargılandı. Tutuklanarak cezaevine gönderilen Karadeniz, burada ciddi bir sağlık sorunuyla karşılaştı. Tedavi edilmesine izin verilmedi ve yaşadığı bu zor dönem boyunca mücadele azmini kaybetmedi. 15 Ağustos 1975’te, genç yaşta yaşamını yitirdi.
Hastalık Süreci ve Adli Müşavir ile Diyalog
Cezaevindeki günlerini yazıya döken Harun Karadeniz, o dönemdeki adli süreçlere ve yaşadığı haksızlıklara dikkat çekti. Eşinin İstanbul Sıkıyönetim Adli Müşaviri Turgut Akan’a yönlendirdiği soruya verilen yanıt, o dönemdeki siyasi atmosferi net bir şekilde ortaya koyuyordu: “Ölsün istiyoruz.” Bu ifade, Karadeniz’in yalnızca bir gençlik lideri değil, aynı zamanda iktidara karşı cesaretle duran bir yurtsever olduğunu gösteriyor.
Mirası ve Eserleri
Harun Karadeniz, geride sadece bir mücadeleci kimlik bırakmadı; aynı zamanda birçok eser kaleme aldı. “Yaşamımdan Acı Dilimler”, “Eğitim Üretim İçindir”, “Kapitalsiz Kapitalistler Yerimizi Bilelim”, “Türküler Yalan Söylüyor”, “Özel Yüksekokullar ve Ardındaki Oyun”, “Olaylı Yıllar ve Gençlik” gibi eserleri, onun düşüncelerini ve mücadele anlayışını gelecek nesillere taşıyor. Bu eserler, yalnızca dönemin özeti değil, aynı zamanda genç nesiller için bir ilham kaynağı olarak da değerlendirilmektedir.
Harun Karadeniz’in mücadele dolu hayatı, Türkiye’deki gençlik hareketlerinin önemli bir parçası olarak hafızalarda yer edinmiştir. Onu anarken, ideallerinden vazgeçmeyen bir gençlik önderi olarak hatırlamak, onun mirasına sahip çıkmak anlamına geliyor. Bugün, 47 yıl sonra bile, düşünceleri ve mücadelesi, genç kuşaklara ilham vermeye devam ediyor.
Saygıyla anıyoruz.