Hamas, İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarına dikkat çekmek amacıyla önemli açıklamalarda bulundu. Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil el-Hayye, yaptığı değerlendirmelerde, Filistin halkının haklarının tam olarak teslim edilmediği sürece Orta Doğu’da güvenlik ve istikrarın sağlanmasının mümkün olmadığını vurguladı. El-Hayye, aynı zamanda İsrail’in bölgede “kötülüğün ve yıkımın merkezi” olduğunu ifade ederek, bu durumun ortadan kaldırılması için acil adımlar atılması gerektiğini belirtti.
Hamas, Gazze Şeridi’nde geçen yıl meydana gelen olayların yıl dönümü dolayısıyla bir görüntülü mesaj yayınladı. Bu mesajda, İsrail’in gerçekleştirdiği saldırıların sadece fiziksel bir tehdit oluşturmadığını, aynı zamanda bölgedeki barış ve huzur için sürdürülebilir bir engel olduğunu dile getirdi. El-Hayye, “Filistin halkı haklarını tam olarak almadıkça bölgede güvenlik ve istikrar sağlanamaz. İşgal, bölgedeki kötülüğün ve istikrarsızlığın kaynağıdır,” ifadelerini kullanarak, işgalin son bulması gerektiğine dikkat çekti.
Halkın ve kutsal mekanların kurtarılması gerektiğinin altını çizen El-Hayye, bağımsız bir Filistin devleti kurmanın, bu devletin başkentinin Kudüs olması gerektiğini ve mültecilerin vatanlarına dönmesi gerektiğini belirtti. Bu noktada, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkının da önemli olduğunu vurguladı. El-Hayye’nın açıklamaları, Filistin davasının güçlendirilmesi ve ulusal birliğin sağlanmasının öneminin altını çizen bir çağrı niteliğindeydi.
El-Hayye, “Halkımız ve Filistin davası, düşman tarafından hedef alınıyor. Ulusal birliğimiz, direniş seçeneği temelinde kurtuluşun tek yoludur,” diyerek, Filistinlilerin birlik olmalarının ve direnişlerinin sürdürülebilir bir özgürlük mücadelesi için kritik olduğunun altını çizdi.
Sonuç olarak, Halil el-Hayye’nin sözleri, İsrail’in Filistin üzerinde sürdürdüğü politikaların ve askeri eylemlerin yaratmış olduğu olumsuz etkiler konusunda derin bir uyanışı temsil ediyor. Filistin halkının haklarının teslim edilmesi için gereken adımların atılması gerektiğini belirten Hamas, bu bağlamda uluslararası topluma da önemli sorumluluklar düşmekte olduğunu ifade ediyor. Hayye’nin çağrısı, yalnızca Filistin halkı için değil, aynı zamanda Orta Doğu’da barış ve istikrarın sağlanması için de geçerli bir o kadar önemli bir talep olarak öne çıkıyor.
Hamas’ın bu yönlü açıklamaları, hem iç kamuoyunda hem de uluslararası arenada yankı bulmaya devam ederken, Filistin’deki gelişmeler ve çıkarılan sonuçlar, bölgedeki siyasi durumun nasıl evrileceğini belirleyecek gibi görünmektedir. Bu bağlamda, Filistin meselesinin sadece yerel değil, aynı zamanda uluslararası bir boyutun da olduğu ve bölgede kalıcı bir barış için meselenin ele alınması gerektiği aşikar.