Güney Kore, geçtiğimiz aylarda siyasi çalkantılara sahne oldu. Bu süreçte, Güney Kore Ulusal Meclisi, devlet başkanı olan Yoon’un sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle azlini istemişti. Yoon, Ulusal Meclis’in bu talebi doğrultusunda görevden uzaklaştırıldı ve sonrasında sıkıyönetim soruşturması kapsamında gözaltına alındı.
Yoon’un gözaltına alınmasının ardından avukatları, mahkeme kararı aleyhine itirazda bulundu. Bu süreçte, Güney Kore mahkemesi Yoon’un avukatlarının itirazlarını değerlendirmiştir. Yonhap haber ajansının aktarımına göre, mahkeme, Yoon’un avukatları tarafından sunulan gözaltı kararına itiraz dilekçesini reddetti. Yoon’un avukatları, gözaltının hukuka aykırı olduğunu savunsa da mahkeme, gözaltının devamına karar vermiştir.
Bu gelişmelerin ardından, Yoon’un Yolsuzluk Soruşturma Ofisi (CIO) tarafından gözaltına alınmasının hukuksal çerçevede tartışmaları beraberinde getirdiği belirtildi. Yoon’un avukatları, soruşturmanın Seul Merkez Bölge Mahkemesi tarafından yürütülmesi gerektiğini vurgulamış, dolayısıyla aslında Yoon’un durumunun hukukun gerekliliklerine uygun bir şekilde ilerlemesi gerektiğini ifade etmiştir.
NE OLMUŞTU
Daha önce de ifade edilen gibi, Yoon’un sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu ve bu sebeple görevden uzaklaştırıldığı, ulusal meclisin çağrıları ile gerçekleşmişti. Yoon, 2024 yılı 3 Aralık tarihinde gerçekleştirilen sıkıyönetim ilanı sebebiyle “ayaklanma” ve “görevi kötüye kullanma” iddialarıyla yargı süreci başlatılmıştır.
Gözaltı süreci, Yoon’un devlet başkanlığı konutunda geç saatlerde başlamış, soruşturmacılar tarafından Gwacheon’daki Yolsuzluk Soruşturma Ofisi’ne götürülmüştür. Yoon, ilk gün 10 saatten fazla sorgulanmış; fakat ifade vermeyi reddettiği bildirilmektedir. Bunun üzerine Yoon, Güney Kore tarihindeki ilk gözaltına alınan devlet başkanı olarak tarihe geçti.
Gözaltı sonrası, soruşturma çerçevesinde tutuklama amacıyla mahkemeye başvurulmadan önce soruşturmacıların 48 saatlik bir gözaltı süresi bulunmaktadır. Yoon’un yargı süreci, ülke genelinde büyük bir dikkat çekmiş ve siyasi gündemi oldukça etkilemiştir. Bu bağlamda, Yoon’un durumu, yalnızca yasal bir mesele olmanın ötesine geçip, toplumsal ve siyasi dinamikleri de fazlasıyla etkilemiştir.
Sonuç olarak, Yoon’un durumu, uluslararası medya tarafından da takip edilmekte ve bu siyasi olaylar, Güney Kore’nin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir. Güney Kore’nin siyasi geleceği, bu süreçte yaşanacak gelişmelere bağlı olarak şekillenecektir.
