Mersin’in Bozyazı ilçesinde yaşayan ve atalarından gelen konar-göçerlik geleneğini sürdüren Ali Uçar, ilkbaharda ailesiyle birlikte Konya’nın Hadim ilçesine doğru yola çıktı. 20 devesi ve onlarca küçükbaşıyla seyahat eden Uçar ailesi, Aladağ’da yaz aylarını geçirdi ve hayvanlarını otlatarak süt ürünlerini depoladı. Kış mevsimi yaklaşınca tekrar Mersin’e dönmek üzere yola koyuldular.
Yörük geleneğini sürdüren Ali Uçar, konuya ilişkin, “Bahar aylarında Mersin’den hareket eder, Konya Toros Dağları yaylalarına çıkarız. Son zamanlarda Ağaççı Yaylası’na geliyoruz. Orada Orman İşletme Şefliği görevlilerinin yardımıyla hayvanlarımızı otlatıyoruz. Biz dedelerimizden duyduğumuz gelenekleri sürdürmeye çalışıyoruz. Bizim aslımız Konya’dan Mersin’e göç etmiş. Ben bu geleneği yaşatmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.
Ali Uçar’ın “Son Yörük” adını verdiği torunu Ali Dilekmen’e büyük sevgi beslediği görülüyor. Torununun eğitim hayatına önem veren Uçar, “Torunum Ali, doğal hayatı çok seviyor. Onun okulu istemesi durumunda yörüklüğü bırakırım. Çünkü onun eğitim hayatını önemsiyoruz. Ali, hayvanları çok seviyor ve develerin arasında büyüyor. Onunla vakit geçirmek bize mutluluk veriyor” dedi.
Uçar ailesinin diğer bir ferdi olan Fatma Dilekmen, Ali’nin neşe kaynağı olduğunu belirterek, “Ali, dedesiyle birlikte develeri otlatmaya gidiyor. Keçilerle oynamayı çok seviyor. Ona baktığımızda yüzümüz gülüyor. Ali, 3 yaşına girecek ve şimdiye kadar hiç hastalanmadı. Doğal yaşamda büyüdüğü için şanslı olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Ali’nin anneannesi Hatice Uçar ise torununa büyük sevgi beslediğini ve onun gelecek planlarını desteklediğini belirtti. 10 çocuk büyüttüğünü söyleyen Hatice Uçar, “Ali büyürken biz de onunla büyüdük. Eğer torunum okumak isterse, çadırı toplar ve şehre ineriz. O bizim en kıymetli varlığımız” ifadelerini kullandı. Bu anlamlı aile geleneğı ve sevgi dolu yaşamı ile Uçar ailesi, köklü bir geçmişi gelecek nesillere taşımanın gururunu yaşamaktadırlar.
