İsrail, Gazze Şeridi’nde 426 gündür süren bir soykırımı gerçekleştirmeye devam ediyor. Bu süreçte, uluslararası kamuoyunun gösterdiği tepkilere aldırış etmeden, İsrail ordusu ABD ve bazı Batılı ülkelerin gizli destekleriyle sivil hedeflere yönelik saldırılarını sürdürüyor.
Bu durum, bölgedeki hayatı daha da çekilmez hale getiriyor. Özellikle sivillerin sığınak olarak kullandığı binalar, çadırlar, ibadethaneler ve okulların hedef alınması, ölü ve yaralı sayısının artmasına neden oluyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalara göre, son 24 saat içerisinde gerçekleştirilen 5 ayrı saldırıda 48 Filistinli hayatını kaybetti, 201 kişi ise yaralandı.
Bu kanlı bilanço gün geçtikçe ağırlaşıyor. Gelişmelerle birlikte, 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden saldırılarda toplam can kaybı 44 bin 580’e, yaralı sayısı ise 105 bin 739’a yükseldi. Bu, bölgedeki insani krizin ne denli derinleştiğini de gözler önüne seriyor.
Uluslararası insan hakları örgütleri ve birçok ülke, bu durumu kınamakta ve sivillere yönelik saldırıların derhal durdurulması çağrısında bulunmaktadır. Ancak, bu çağrılar mevcut durumu değiştirecek etkiyi henüz oluşturabilmiş değil. İsrail’in uygulamaları, dünya genelinde yankı bulmaya devam etse de, tehditler ve sancılar içinde yaşayan bölgede günden güne artan can kayıpları, trajik bir tablo sergilemekte.
Saldırılar, sadece ölümlerle sınırlı kalmıyor. Altyapı da büyük zarar görmekte, sağlık hizmetleri etkilenmekte ve insanlar temeldeki ihtiyaçlarına ulaşmakta zorlanmaktadır. Gazze’deki hastaneler, sürekli artan yaralı sayısıyla başa çıkmaya çalışırken, kaynakların yetersizliği nedeniyle birçok hayati müdahalenin yapılamadığı bildirilmektedir.
Böylece, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlarının boyutları ve etkileri uluslararası toplumda ciddi bir endişe kaynağı olmaktadır. Ancak şu an için bu krize çözüm bulmakta yetersiz kalan pek çok ülkede olduğu gibi, İsrail’in saldırıları devam ederken, bölgedeki halkın dramı da derinleşmektedir.