Dünya genelinde, Birleşmiş Milletler’e (BM) göre 735 milyon insan açlık çekmektedir. Bu çarpıcı istatistik, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk tarafından yapılan bir açıklamada dile getirilmiştir. Açıklamalara göre, açlık sorunu küresel ölçekte ciddi bir boyut kazanmışken, bu durumun temel nedenlerinden birinin gıda israfı olduğu belirtilmiştir. Türk, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, dünyada yeterince gıda bulunduğunu, ancak bu gıdanın büyük bir kısmının israf edildiğini ifade etmiştir.
Volker Türk, açlık meselesinin yalnızca gıda üretiminin yetersizliğinden kaynaklanmadığını, aynı zamanda mevcut gıdanın dağıtımı ve erişimi konularında da sorunlar bulunduğunu vurgulamıştır. Gıda hakkının tesisi için, gıdanın bulunabilirliğini, erişilebilirliğini, yeterliliğini ve sürdürülebilirliğini esas alan yeni bir sisteme geçilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir. Türk tarafından yapılan açıklamada, “Dünyada 735 milyon insan açlık çekiyor ve milyonlarca kişi kıtlığın eşiğinde” ifadesi kullanılarak, bu durumun aciliyetine işaret edilmiştir.
Açlık sorunu, özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha belirgin bir şekilde derinleşmektedir. Ekonomik eşitsizlikler, iklim değişikliği ve savaşlar gibi faktörler, gıda güvenliğini tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır. Volker Türk, gıda israfının yanı sıra bu unsurların da göz önünde bulundurulması gerektiğini, aksi takdirde açlık sorununun daha da kötüleşeceğini belirtmiştir. Ayrıca, dünya genelinde gıda üretiminin artırılmasının yanı sıra, bu gıdaların adil bir şekilde dağıtılmasının da büyük önem taşıdığını ifade etmiştir.
Birleşmiş Milletler tarafından yapılan araştırmalara göre, açlık sorunu sadece kıtlık anlamına gelmemekte, aynı zamanda birçok insanın yeterli ve dengeli bir beslenme şekline ulaşamadığını göstermektedir. Bu durum, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve yetersiz gıda alımına neden olabilmekte ve bu da çeşitli sağlık problemlerini beraberinde getirebilmektedir. Gıda güvencesi sağlanmadığı takdirde, bu tür sağlık sorunlarının artması kaçınılmazdır.
Türk, dünya genelindeki gıda üreticilerini ve devletleri, gıda kaynaklarını daha etkili bir şekilde yönetmeye ve israfı önlemeye teşvik etmiştir. Aynı zamanda, bireylerin de bu konuda sorumluluk alması gerektiğini vurgulamıştır. Gıda israfını önlemek için farkındalığın artırılması, toplum tarafından gıda tüketimi alışkanlıklarının gözden geçirilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Gıda israfını azaltmak için yapılabilecekler arasında, gıda üretim süreçlerinin optimize edilmesi, gıda dağıtım sistemlerinin geliştirilmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi gibi stratejiler yer alabilir. Bu süreç, hükümetlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve özel sektörün iş birliği ile gerçekleştirilebilir. Gıda israfının engellenmesi, sadece açlık sorununu çözmekle kalmayacak, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliği de artıracaktır.
Sonuç olarak, dünya genelinde 735 milyon insanın açlık çektiği gerçeği, küresel ölçekte bir acil durum olduğunu göstermektedir. Birleşmiş Milletler’in yaptığı bu uyarı, toplumların ve yöneticilerin bu sorunu çözmek için harekete geçmeleri gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Açlıkla mücadelede atılacak adımlar, yalnızca daha sağlıklı bir gelecek değil, aynı zamanda daha adil ve sürdürülebilir bir dünya için de bir fırsat sunacaktır.
