Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’daki bir konser salonuna gerçekleştirilen terör saldırısının ardından Interpol’un sunduğu destek teklifini reddederek bu durumu şüpheyle karşıladı. Lavrov, terör saldırısının soruşturulmasına yardım etme teklifini, Ukrayna’yı terör saldırısından temizleme girişimi olarak yorumladı. Aynı zamanda, Rusya’nın başka durumlarda (örneğin Kuzey Akım boru hattının patlaması gibi) Interpol’den neden yardım teklifi almadığını sorguladı. Batı’nın terör saldırısını DEAŞ’a atfetmesini ve Interpol’ün Ukrayna ile ilgili soruşturmaya yardım etmeye hazır olmasını ‘çifte standartların açık bir tezahürü’ olarak nitelendirdi. Lavrov, sadece Batı’nın neyi ve hangi yöntemlerle başarmaya çalıştığına odaklanacaklarını belirtti.
Moskova’da basın toplantısı düzenleyen Lavrov, Interpol’un Ukrayna’yı terör saldırısının etkilerinden arındırma amacı güttüğünü belirtti. Lavrov, Interpol’ün terör saldırısının ardından hemen yardım etmeye hazır olduğunu açıklamasının ilginç olduğunu vurguladı. Aynı zamanda Lavrov, terör saldırısından sadece bir gün sonra Batı’da Ukrayna ile ilgili yapılan açıklamaların DEAŞ’ı suçladığına ve Interpol’ün bu konuda yardım etmeye istekli olduğunu belirtti. Lavrov, Batı’nın çifte standartlarına ve tercihlerine yönelik eleştirilerini de sürdürdü.
Dışişleri Bakanı Lavrov, terör saldırısı ve Interpol’un teklifiyle ilgili açıklamasında, Rusya’nın kendi sorunlarını kendisinin çözeceğini belirtti. Lavrov’un ifadelerine göre, Rusya, terör saldırısının soruşturmasını bağımsız bir şekilde yürütecek ve dışarıdan herhangi bir yardım teklifini şüpheyle karşılayacaktır. Lavrov, Rusya’nın Batı’nın tutumları ve yaklaşımları karşısında dikkatli bir şekilde hareket edeceğini ve sadece kendi anlayışları doğrultusunda adımlar atacaklarını vurguladı.
Sonuç olarak, Lavrov’un terör saldırısı ve Interpol’un teklifiyle ilgili açıklamaları, Rusya’nın dış politika ve güvenlik alanındaki tutumunu ve Batı’ya karşı olan eleştirel yaklaşımını yansıtmaktadır. Lavrov, Rusya’nın ulusal çıkarlarını koruma konusundaki kararlılığını ve bağımsızlığını vurgulamaktadır. Batı’nın çifte standartları ve tercihleri konusunda da eleştirilerini sürdürmektedir.