Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, yaşanan zararın daha önceki don afetlerinden çok daha büyük olduğunu belirtti. Doğan, “Çukurova çiftçisi, son yılların en ağır don olayı ile karşı karşıya kaldı. 2022 yılında da benzer bir don olayı yaşandı fakat bu kadar yıkıcı değildi. Bu yıl ise dört gün süresince gece sıcaklıkları eksi 5 ile eksi 8 derece arasında seyretti. Ürünlerde yaygın kuruma ve çiçek dökülmeleri görüldü. Bahçelerde ciddi tahribatlar oluştu” ifadelerini kullandı.
Doğan, 22-25 Şubat 2025 tarihlerinde Adana, Mersin ve Hatay illerinde etkili olan zirai donun, Çukurova’nın verimli topraklarını vurduğunu aktardı. Bu dört günlük dönemde sıcaklıkların eksi 8 dereceye kadar düşmesi nedeniyle narenciye, buğday, patates ve erkenci şeftali gibi birçok ürünün ciddi zarar gördüğüne dikkat çeken Doğan, bazı ürünlerde tamamen kuruma yaşandığını ve yaş sebze-meyve alanlarında da büyük kayıpların oluştuğunu dile getirdi. Doğan, tarımda yaşanan zararın geçmişteki don olaylarından çok daha ağır olduğunu vurguladı.
Çiftçilerin zarar tespitinde bulunmak için tarım ilçe müdürlüklerine resmi başvurular yaptıklarını hatırlatan Doğan, “Üreticilerimiz hemen başvurularını yaptı. Ancak üzerinden iki ay geçmesine rağmen Tarım Bakanlığı ve ilgili kurumlardan bir geri dönüş olmadı” şeklinde konuştu.
Finansal durumun kötüleşerek devam ettiğini belirten Mehmet Akın Doğan, çiftçilerin pek çok bankaya borçlu olduğunu ve bu durumun ödeme güçlüğü yarattığını ifade etti:
“Çiftçimiz, daha önce aldığı kredileri zamanında ödemekte zorlanıyor. Hem kamu hem de özel bankalara borcu bulunan birçok üretici şu anda yeni krediye ulaşamıyor. Bu yıl sezon hazırlığı yapmak isteyen çiftçilerimiz, mevcut imkanları ile ne mazot alabiliyor ne de gübre temin edebiliyor. Üretim durursa, sofralar boş kalır. Bu yük, yalnızca çiftçinin değil, ülkenin de yüküdür.”
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Tarım üreticilerimizin yaşadığı sorunlar yalnızca ekonomik boyutla sınırlı değil; sosyal bir kriz halini almıştır. Hükümet, çiftçimizin yaşadığı zorlukları göz ardı etmemeli ve destek mekanizmalarını derhal devreye sokmalıdır. Çiftçimiz, kazansın ya da kazanmasın, tarlasına ve bahçesine aynı masrafları yapmak zorundadır. Üretimin sürdürülebilirliği adına bu zararın karşılanması zaruridir. Zarar gören tüm üreticilere maddi destek sağlanmalı ve borçları ertelenmelidir. Çiftçinin üzerindeki yük hafifletilmelidir.” – ADANA
