Amerika Birleşik Devletleri’nde, Çin hükümeti adına casusluk yapmak suçundan yargılanan 60 yaşındaki Chen Jingping, suçlarını kabul etti. Brooklyn federal mahkemesinde yapılan duruşmada, Jingping’in New York’un Manhattan bölgesindeki Çin Mahallesi’nde, Çin hükümetine ait bir “gizli polis istasyonu” işlettiği ortaya çıktı. Bu gizli karakolun, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan muhalif Çin vatandaşlarını susturmayı hedeflediği belirtildi.
Chen, kurduğu gizli istasyon aracılığıyla muhalifleri hedef alarak onlara baskı yapma amacı gütmekteydi. Suçlamalar neticesinde, 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği ifade edildi. Jingping’in tutuklanması, 2022 yılında İspanya merkezli insan hakları örgütü Güvence Savuncuları (Safeguard Defenders) tarafından yayınlanan bir raporun ardından gerçekleşti. Rapor, Çin’in yurtdışında gizli istasyonlar kurarak, bu merkezlerin yasadışı bir şekilde Çin polis güçleriyle iş birliği yaptığını ve ülkelerine dönmek zorunda kalan kişilere baskı uygulandığını vurguladı.
Öte yandan, aynı iddialarla gözaltına alınan başka bir zanlı olan Lu Canvang ise suçlamaları kesin bir dille reddetti. ABD’deki gizli polis istasyonlarıyla ilgili tartışmalar, ülkedeki sınır ötesi baskı faaliyetlerinin boyutunu ve etkilerini de gözler önüne serdi.
Çin hükümeti ise, yurtdışındaki bu gizli polis karakollarının yalnızca gönüllüler tarafından işletildiğini, burada resmi bir polis faaliyeti olmadığını ve bu istasyonların yalnızca vatandaşlara belge yenileme gibi hizmetler sunduğunu iddia ediyor. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lin Cian, konuyla ilgili açıklamalarında, “Çin, her zaman uluslararası hukuka sıkı bir şekilde uymuştur ve tüm ülkelerin yargı egemenliğine saygı göstermektedir” ifadesini kullandı.
Ayrıca, ABD Adalet Bakanlığı, Çin ve İran gibi ülkelerin ABD’de ikamet eden siyasi muhaliflerine yönelik yürüttüğü “sınır ötesi baskılar” konulu araştırmalarını artırmış durumda. Bu durum, Çin’in yurtdışındaki etki ve kontrolünü sürdürme çabalarını daha da görünür hale getiriyor. Amerikan hükümeti, bu tür faaliyetlerin ciddiyetini fark ettiğini ve bu konudaki soruşturmalarını derinleştirdiğini dile getirmiştir.
Chen Jingping’in suçunu kabul etmesi, ABD-Çin ilişkilerinde gerilim yaratan bir başka boyut olarak dikkat çekiyor. Bu olaydan sonra, Çin hükümetinin yurtdışındaki Çin vatandaşları üzerindeki etkisi ve gözetimi daha çok sorgulanır hale geldi. Washington D.C.’deki Çin Büyükelçiliği, Chen’in itirafları hakkında herhangi bir resmi açıklama yapmadı.
Sonuç olarak, Chen Jingping’in durumu, uluslararası yasaların ve insan haklarının ihlalleri üzerine aydınlatılmayı bekleyen ciddi bir meseledir. ABD’deki Çinli muhaliflerin ve aktivistlerin bu tür istasyonlar tarafından nasıl etkilendiği, gelecekte de inceleme ve takip edilmeye devam edecektir.