Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi, Gazze’de devam eden çatışmaların kadınların sağlığına ve haklarına yönelik ciddi tehditler oluşturduğunu belirten bir rapor yayınladı. “Gazze: Kadın Sağlığına Yönelik Savaş” başlıklı bu raporda, savaş ortamında yaşanan sağlık risklerinin binlerce kadının yaşamını tehdit ettiği vurgulanmaktadır. Raporda, Gazze’deki kadınların maruz kaldığı sağlık sorunlarına ve bu sorunların çözümüne yönelik BM Kadın Birimi’nin çabalarına da yer verilmektedir. Ayrıca, Gazze’deki kadınlarla yapılan röportajlardan elde edilen veriler, bu tehditlerin boyutunu ortaya koymaktadır.
Rapor, sağlık tesislerinin yüzde 84’ünden fazlasının çatışmalardan dolayı hasar gördüğünü ve bu durumun tıbbi hizmetlerin aksamasına yol açtığını belirtiyor. Bu koşullar altında, anne sağlığı sorunları ve ruhsal hastalıklar ile mücadele eden kadınların temel sağlık hizmetlerine erişiminde önemli zorluklar yaşanmaktadır. Özellikle kanser tedavisi, anne sağlığı hizmetleri ve psikolojik destek gibi kritik konularda kadınların acil ihtiyaçlarının olduğu ifade edilmektedir. Dolayısıyla, Gazze’deki kadınların ve kız çocuklarının özel sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için acil yardım çağrısı yapılmaktadır.
Son günlerde, özellikle 7 Ekim’den itibaren İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılar sonucunda, gerek sivil altyapının tahrip olması gerekse sığınak olarak kullanılan hastanelerin hedef alınması, sağlık hizmetlerinin daha da aksamalarına neden olmuştur. BM raporuna göre, bu saldırılar neticesinde 41 bin 825 Filistinli hayatını kaybetmiş; bu ölümler arasında yaklaşık 17 bini çocuk, 11 bin 378’i ise kadın olarak kaydedilmiştir. Ayrıca 96 bin 910 kişi de yaralanmıştır. Enkaz altında hâlâ binlerce ölü olduğu bildirilmektedir.
BM Kadın Birimi, raporun içeriğinde kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekmekle kalmayıp, ayrıca bu sorunların çözümü için uluslararası toplumdan destek ve müdahale çağrısında bulunmaktadır. Gazze’deki kadınlar için acil durum hizmetlerinin artırılması, sağlık tesislerinin yeniden inşası ve tıbbi malzemelerin temini konularında somut adımlar atılması gerektiği ifade edilmektedir. Bu bağlamda, özellikle ruhsal sağlık destek programlarının geliştirilmesi ve düzenli sağlık kontrol hizmetlerinin sunulması önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, Gazze’deki kadınlar ve kız çocukları için acil bir yardım ihtiyacı olduğu aşikardır. Bu yardımlar, sadece sağlık hizmetleriyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda sosyo-ekonomik destek ve eğitim gibi alanları da kapsamalıdır. BM Kadın Birimi’nin raporu, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmekte ve yaşanan insani krizin ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Gazze’deki kadınların sağlığına yönelik bu tehditler, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları açısından da büyük bir tehdit oluşturmaktadır.