Avukat Hakan Tüzen, Kaş ilçesinde bulunan baro odasından aldığı anahtar ile adliyedeki tuvalete doğru yürümeye başladı. Ancak kapıyı açmaya çalışırken karşısına Başsavcı Gökhan Feyzoğlu çıktı ve buranın personel tuvaleti olduğunu belirterek Tüzen’i dışarı çıkmasını istedi. Tüzen’in “Kaş avukatıyım, ben de avukatım” demesine rağmen Başsavcı, tuvaletin kullanamayacağını söyleyerek Tüzen’den çıkmasını istedi. Kriz giderek büyüdü ve Başsavcı Feyzoğlu, Tüzen’e “Ben başsavcıyım, bu tuvaleti kullanmana izin vermiyorum” dedi. Tüzen ise avukat olduğunu ve tuvaleti kullanma hakkının olduğunu savundu.
Olayın tanıklarının imzasıyla tutanağa geçirilen konuşmalarda Başsavcı Feyzoğlu, avukat Tüzen’e karşı tehditler savurarak tuvaletten dışarı çıkmasını istedi. Tüzen ise Feyzoğlu’na karşı sakin bir tavırla karşılık verdi. Ancak Başsavcı, polislerden yardım isteyerek Tüzen’i tuvaletten çıkarmak için harekete geçti. İki polis, Tüzen’in tuvaletten çıkarılması için talimat aldı.
Başsavcı Feyzoğlu ve avukat Hakan Tüzen arasındaki bu tuvalet krizi, adliyedeki gergin bir atmosfer oluşmasına neden oldu. Tüzen’in tuvalet kullanım hakkını savunması ve Başsavcı’nın sert tutumu, olayın daha da büyümesine sebep oldu. Konuyla ilgili olarak avukat Tüzen tarafından tutanak tutuldu ve yaşananları belgelemeye karar verildi.
Başsavcı Feyzoğlu’nun avukat Tüzen’e karşı takındığı tutum ve alınan polis müdahalesi, adliye içerisindeki ilişkilerin nasıl bir karmaşaya sürüklenebileceğini gözler önüne serdi. Tuvalet krizi, Kaş ilçesindeki hukuk camiasında da yankı uyandırdı ve insanların adil bir şekilde hukuki haklarını savunmalarının önemine dikkat çekti. Bu tür anlaşmazlıkların çözümünde ise taraflar arasındaki saygı ve iletişimin önemli olduğu vurgulandı.
