Saya Holding’in ana sponsorluğuyla devam eden Klaros kazıları, antik dünyanın bu önemli bilgelik merkezini geleceğe kazandırmayı hedefliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde, Ege Üniversitesi’nin bilimsel liderliğinde sürdürülen kazı çalışmaları, özel sektör ve üniversite iş birliğiyle, Türkiye’nin kültürel mirasına stratejik bir katkı sağlıyor. Saya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mengi, Klaros kazılarına sağladıkları desteği sıradan bir sponsorluk değil, çok boyutlu bir toplumsal sorumluluk olarak tanımlıyor.
Klaros Kazılarının Önemi ve Vizyonu
Antik dünyanın yalnızca bilicilik değil, önde gelen liderlerinin, düşünürlerinin ve sanatçılarının bir araya geldiği entelektüel bir bilgelik merkezi olan Klaros’taki kazılar, Saya Holding’in kültürel yatırım vizyonuyla daha da ilerliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle ve Ege Üniversitesi’nin bilimsel liderliğinde, İzmir’in Menderes ilçesi’nde yer alan Klaros Antik Alanı’nda sürdürülen kazılar, özel sektör-üniversite iş birliğiyle yeni bir ivme kazanıyor.
Kazı Geçmişi ve Güncel Durumu
Kazı geçmişi 1907 yılına kadar uzanan ancak çeşitli nedenlerle ara verilerek sürdürülen Klaros kazıları, 2001 yılından bu yana Türk kazı ekibi tarafından gerçekleştiriliyor. Bu süreç, Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Onur Zunal’ın bilimsel danışmanlığında yürütülüyor.
Saya Holding’e Teşekkür
Klaros Kazısı Bilimsel Danışmanı Doç. Dr. Onur Zunal, Klaros’un Batı Anadolu kıyısında, tarih boyunca medeniyetlerin kararlarını etkileyen bir merkez olduğuna dikkat çekerek, insanların yaklaşık 3000 yıl önce, gelecek için yön bulmak amacıyla buraya geldiğini ve buranın tüm dünya açısından çok önemli bir bilgelik merkezi olduğunu söylüyor. Zunal, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Saya Holding’in Klaros kazısının ana sponsoru olması, büyük emeklerle ortaya çıkarılan kültürel mirasın korunması, tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda büyük bir güvencedir. Yatırımlarının büyük bölümünü kendi filizlendiği, geliştiği şehre yapan Saya Holding’in desteğinin bir diğer önemi ise özellikle İzmir ve çevresinin sahip olduğu kültür turizmi potansiyelini ortaya çıkarma konusunda, özel sektörün de katılımına öncülük etmesidir. Bu anlamda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü izinleri ve destekleriyle yürüttüğümüz Klaros kazısı’na vermiş olduğu destekten dolayı Saya Holding’e çok teşekkür ederiz.”
Kültürel Miras ve Sürdürülebilirlik
Cem Mengi, Saya Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Klaros kazılarına verdikleri desteği şöyle değerlendiriyor:
“Bugün dünya şehirleri, kültürel mirası yalnızca geçmişin bir izi olarak değil, geleceğin inşa edici gücü olarak da görüyor. Başta İstanbul olmak üzere Roma ve Atina gibi şehirler, kültürel miraslarını turizmin, diplomasinin ve ekonominin merkezine yerleştirerek ciddi bir kalkınma aracı hâline getirdi. Biz de böyle bir bakış açısıyla hareket ediyoruz. Klaros’a verdiğimiz destek yalnızca kazı alanına değil; aynı zamanda kültür ekonomisinin gelişimine, yerel kalkınmaya ve uluslararası tanınırlığa sürdürülebilir bir katkıdır. Bu yaklaşımımız evrensel sürdürülebilirlik ilkeleriyle de uyumludur. Türkiye’nin ve İzmir’in kültürel yükselişinde Klaros gibi merkezlerin, geçmişle birlikte geleceği de inşa edeceğine inanıyoruz ve bu tür örneklerin çoğalmasını diliyoruz.”
Klaros: Sessiz Hafıza
Antik çağda, Apollon adına kehanetlerin yapıldığı Klaros Antik Alanı, yalnızca bireylerin değil, kralların ve şehirlerin geleceğini belirleyen bir merkezdi. Kolophon Antik Kenti’nde yer alan bu alan, kutsal yollarla Notion Antik Kenti’ne bağlanıyor; hem inanç hem de siyasi kararlar açısından evrensel ve bölgesel bir otorite işlevi görüyordu.
Klaros’un tarihi, İzmir’in kuruluş hikâyesiyle de doğrudan bağlantılıdır. Antik yazar Pausanias’a göre, Büyük İskender’in gördüğü rüya, Klaros’taki kahinler tarafından yorumlanmış ve bu kehanet doğrultusunda Smyrna’nın yeni yerleşim alanı belirlenmişti. Bu yönüyle Klaros, yalnızca bir kutsal alan değil; şehir kurduran, kader tayin eden bir medeniyet merkezidir.
Kazıların Zorlu Serüveni
Klaros Antik Alanı’ndaki arkeolojik çalışmalar, 19. yüzyılın sonlarında başladı ancak tarih boyunca çeşitli nedenlerle sık sık kesintiye uğradı. Savaşlar, kaynak yetersizliği ve yönetimsel değişiklikler nedeniyle kazılar, bugüne dek yalnızca 51 yıl aktif sürdürülebildi. Bu kesintiler, Klaros Antik Alanı’nın potansiyelinin yeterince açığa çıkmasını uzun yıllar engelledi.
Dönüm noktası ise 2001 yılında Ege Üniversitesi’nin kazı sorumluluğunu üstlenmesiyle yaşandı. Prof. Dr. Nuran Şahin’in bilimsel liderliğinde başlayan bu dönem, bugün Doç. Dr. Onur Zunal’ın bilimsel danışmanlığında istikrarlı ve metodolojik biçimde devam ediyor.
Zunal, Klaros’ta açığa çıkan her buluntu ve eserin insanlık tarihine dair yeni bilgi ve bakış sunduğunu vurgulayarak, şunları söylüyor:
“Klaros yalnızca geçmişin sessiz tanığı değil; Apollo’nun bilgeliğiyle geleceğe ışık tutan bir kültür durağı, bir hafıza mekânıdır.”
İzmir’in Keşfedilmemiş Kültürel Gücü
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kültür turizminin geliştirilmesi yönündeki çabaları övgüyle karşıladıklarını belirten Cem Mengi, Türkiye’nin kültür turizminde sahip olduğu büyük potansiyeli iyi değerlendirerek, yeni yolların açılacağına vurgu yapıyor:
“Bugün Atina’da, Roma’da, kültürel miras yalnızca korunmakla kalmıyor; aynı zamanda bir deneyim ekonomisine dönüştürülerek şehirlerin ekonomik kalkınmasına doğrudan katkı sağlıyor. Türkiye de, elindeki tarihsel mirasın zenginliğini kültür turizminin gelişmesi yönünde kullanmak zorundadır. Örneğin İzmir, sahip olduğu eşsiz tarihsel ve arkeolojik zenginliğe rağmen, bu kültür ekonomisi içinde henüz sistemli ve sürdürülebilir bir yer edinmiş değil.
Elbette bu fark, bir eksiklik değil, büyük bir fırsattır. Klaros gibi merkezler, İzmir’in sadece geçmişte değil, gelecekte de kültürel bir odak olabileceğini gösteriyor. Biz bu vizyonla hareket ediyor, sadece kazı alanına değil; İzmir’in potansiyeline yatırım yapıyoruz.”
Saya Holding: Kültürü Geleceğe Taşıyan Vizyon
Saya Holding’in, Klaros Kazısı’na sağladığı desteği sıradan bir sponsorluk değil, çok boyutlu bir toplumsal sorumluluk olarak tanımladığını ifade eden Cem Mengi:
“Kültür, yalnızca devlete bırakılacak kadar büyük bir miras değildir. Özel sektör, bu alanda bilimle, sanatla, yerel halkla birlikte hareket ettiğinde, kalıcı ve dönüştürücü bir etki yaratabilir. Klaros Antik Alanı’na yapılan katkı, yalnızca toprağa değil; medeniyetin kalbine dokunmaktır.”