Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Talip Asil, Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) hastalığında fiziksel rehabilitasyonun hastalığın seyrini yavaşlatma konusunda büyük bir önem taşıdığını vurguladı.
Hastaneden yapılan açıklamada, Prof. Dr. Asil’in, beyin ve omurilikteki motor sinir hücrelerini etkileyen ve ilerleyici bir sinir sistemi hastalığı olarak sınıflandırılan ALS’nin başlangıcının hafif bulgularla olduğunu ancak zamanla durumu kötüleştirdiğini ifade ettiği belirtildi.
Asil, ALS’nin her 100 bin kişiden 2 ila 5’inde görüldüğünü ve bu vakaların çoğunun aile öyküsü olmaksızın ortaya çıktığını aktardı. Genetik yatkınlığa bağlı olarak gelişen vakaların oranının ise yüzde 5 ila 10 civarında olduğunu da ekledi.
ALS hastalığının ortalama başlangıç yaşının 55 olduğunu belirten Asil, çocukluk dönemi dışında hemen her yaş grubunda klinik vakaların görülebileceğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Asil, ALS’nin genellikle kol ve bacaklarda kas seğirmesi, güçsüzlük, yutma güçlüğü ve peltek konuşma ile başladığını kaydederek, hastalığın erken bulguları arasında yürürken tökezleme, kol ve bacaklarda hafif güçsüzlük, konuşma bozuklukları, yutma problemleri ve kaslarda seyirmeler gibi belirtiler bulunduğunu dile getirdi.
Kesin bir tedavi yönteminin mevcut olmadığını belirten Asil, bulguların yıllar içerisinde ilerlediğini ve ALS’nin hareket etme, konuşma, yemek yeme ve nefes alma gibi temel kas fonksiyonlarını etkilediğini ifade etti. Asil, “Hastalar son aşamalarda yatak bağımlı hale gelir, solunum desteğine ihtiyaç duyar ve yutma fonksiyonları bozulur. Kesin bir tedavisi yoktur; ancak hastalığın seyrini yavaşlatmaya yönelik ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca, fiziksel rehabilitasyon ekstremite kaslarına yönelik egzersizler ve solunum ile yutma kaslarının rehabilitasyonu açısından son derece önemlidir” şeklinde konuştu.