Almanya, Türkiye’nin savunma sanayisine karşı düşmanca bir tutum sergileyerek, Ankara’nın Eurofighter Typhoon savaş uçağı talebini engellemiş ve Akkuyu Nükleer Santrali’ne yapılan sabotaj girişimlerine müdahale etmiştir. Ayrıca, Şili’nin ASELSAN ile Leopard tanklarının modernizasyonu için anlaşma yapması durumunda tank satışını durduracağı yönünde bir tehditte bulunmuştur.
Berlin yönetimi, Şili’nin Leopard tanklarını ASELSAN’a modernize ettirmesi halinde, bu ülkeye bir daha tank satışı yapmayacağını açıkça belirtmiştir. Şili’nin devlet şirketi FAMAE, geçtiğimiz yıl ASELSAN ile tankların modernizasyonu ihalesini gerçekleştirmiş ve sözleşme kapsamında tankların teknolojik olarak güncellenmesi planlanmıştır. Ancak Almanya’nın tehdidi, Şili’nin ordusunda bulunan 140 Leopard tankının geleceği konusunda belirsizlik yaratmıştır.
Berlin yönetiminin Türkiye ve diğer ülkelerle ilişkilerindeki sert tavrı, NATO ittifakını olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Almanya’nın Türkiye’ye karşı düşmanca adımları hızlandırırken, diğer yandan İsrail’e verdiği destek ve Akkuyu Nükleer Santrali’ne yapılan müdahaleler dikkat çekmektedir. Ayrıca, Siemens’in Akkuyu Nükleer Santrali için kritik parçaları göndermesine de engel olması, Berlin yönetiminin tutumunun ne kadar sert olduğunu göstermektedir.
Şili ordusunun ASELSAN ile yapacağı Leopard tanklarının modernizasyonunda Almanya’nın tehditleri ve müdahaleleri, savunma sanayiinde uluslararası işbirliğinin zorluklarını ve güç dengelerini ortaya koymaktadır. Almanya’nın kararının, Türkiye’nin savunma sanayisine zarar vermenin ötesinde, uluslararası ilişkilerdeki hassasiyetleri ve çekişmeleri de gün yüzüne çıkarmaktadır.
Sonuç olarak, Almanya’nın Türkiye’nin savunma sanayisine yönelik tutumu ve Şili ile ASELSAN arasındaki Leopard tankları modernizasyonu konusundaki gerginlik, uluslararası ilişkilerde ve savunma sanayiindeki önemli dengeleri etkilemektedir. Bu gelişmeler, ülkeler arasındaki ilişkilerdeki karmaşıklığı ve karşılıklı bağımlılıkları gözler önüne sermektedir.