“`html
ABD Temsilciler Meclisi, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrailli yetkililer hakkında tutuklama emri çıkarmasına yönelik olarak UCM’ye yaptırım uygulanmasını talep eden bir tasarıyı kabul etti. Bu tasarının kabul edilmesi, ABD’nin uluslararası adalet mekanizmalarına yönelik tutumunu yeniden gündeme getirdi.
Tasarı, yapılan oylamada 243 “evet” oyuyla kabul edilirken, 140 “hayır” oyu almıştır. Bu durum, özellikle dış politika konusunda partiler arasındaki güçlü farklılıkları gözler önüne sermektedir. Tasarıda, UCM’ye “ABD’den ya da müttefiklerinden bir kişinin soruşturulması, tutuklanması, gözaltına alınması ya da yargılanması” için destek verenlere yaptırım uygulanması gerektiği vurgulanmıştır.
Geçtiğimiz yıl, Haziran 2024’te de Temsilciler Meclisi’nde benzer bir tasarı önerilmişti. O dönemde, UCM’ye yaptırım uygulanması talep ettiği belirtilen tasarı, 155 “hayır” oyuna karşı 247 “evet” oyuyla kabul edilmesine rağmen, Demokratların çoğunluğu nedeniyle Senato’ya gönderilmemişti. Dolayısıyla, tasarının yasalaşması için hem Senato’da kabul edilmesi hem de ABD Başkanı tarafından imzalanması gerekmektedir.
Bununla birlikte, Temsilciler Meclisi’nin böyle bir tasarıyı gündeme almasını eleştiren sesler de yükselmektedir. Özellikle Demokrat Temsilci James McGovern, ABD’nin California eyaletinin Los Angeles kentinde kontrol altına alınamayan yangınların sürmesiyle ilgili olarak, meclisin UCM’ye odaklanmasını eleştirmiştir. McGovern, “Halihazırda doğal bir afetle mücadele ediyoruz. 100 binlerce kişi iklim değişikliği nedeniyle meydana gelen ve tüm mahalleleri yok eden yangından kaçmaya çalışıyor.” diyerek, Cumhuriyetçilerin bu tür bir tasarının oylanmasını öncelikli bir konu olarak belirlemelerini sorgulamıştır.
McGovern ayrıca, ABD’deki 40 milyon kişinin açlık sorunu ile karşı karşıya olduğunu hatırlatarak, “Tüm bu sınamalara rağmen, gerçekle bağlantısı olmayan elit Cumhuriyetçi Parti, vaktimizi UCM’ye yaptırım uygulamaya harcamak istiyor.” ifadelerini kullanmıştır. Bu açıklamalar, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararının ve oylanan tasarının ardında yatan toplumsal gerçeklerin göz ardı edildiği eleştirilerine işaret etmektedir.
Öte yandan, Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardığını açıklamıştır. Bu durum, yalnızca ABD’de değil, dünya genelinde tartışmalara yol açmış ve Avrupa ülkelerinin birçoğu, bu mahkemenin verdiği kararı uygulayacaklarını ifade etmiştir. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararları, uluslararası hukuk ve adalet gibi konularda önemli bir tartışma ortamı yaratmaktadır.
“`
Yukarıdaki metin, ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen UCM’ye yaptırımlar tasarısını ve bunun etrafında dönen tartışmaları özetlemektedir. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin rolü ve etkileri üzerine gerçekler ve eleştiriler de detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
