ABD’nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, ABD yönetiminin en az 1 milyar dolarlık mühimmatın İsrail’e gönderilmesi için Kongre’yi bilgilendirdiğini belirtti. Gazze’deki insanlık dışı saldırılar devam ederken hayatını kaybeden sivil Filistinlilerin sayısı 35 bini geçti. İsrail’in bu katliamda kullandığı mühimmatın ABD’den geldiği ortaya çıktı. Wall Street Journal gazetesine göre, ABD yönetimi İsrail’e tank mühimmatı, askeri araç ve havan topu gibi silahlar göndermeyi planlıyor ve bu konuda Kongre’yi bilgilendirdi. Ancak satışın tamamlanabilmesi için Kongre’nin onayı gerekiyor.
Joe Biden’ın başkanlığı döneminde, ABD’nin askeri yardımlarını alan ülkelerin uluslararası hukuka uymaları ve insani yardımları engellememeleri için yazılı güvenceler vermeleri gerektiği belirtilmişti. Biden ayrıca, Refah’a karşı yapılan büyük saldırılar durumunda İsrail’e silah yardımlarını askıya alacağını açıklamıştı. Ancak ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gazze’ye yapılan saldırılarda çocukların, kadınların ve erkeklerin öldürüldüğü durumları göz önünde bulundurarak İsrail’in uluslararası insancıl hukuka uygun hareket etmediğini belirtmişti.
ABD yönetiminin İsrail’e silah gönderme planları uluslararası toplumda büyük tepkilere yol açtı. Çeşitli sivil toplum örgütleri, insan hakları savunucuları ve Filistin destekçileri, bu mühimmatın Gazze’deki katliamlara katkı sağlayacağını belirterek ABD’nin bu adımını kınadı. ABD’nin İsrail’e göndermeyi planladığı mühimmatın, bölgedeki gerilimi artırabileceği ve daha fazla sivil kaybına yol açabileceği endişeleri dile getirildi. Kongre’nin onayı olmadan bu mühimmatın İsrail’e gönderilmesinin uluslararası hukuka aykırı olabileceği de eleştiriler arasındaydı.
Tüm bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, ABD’nin İsrail’e mühimmat gönderme planları uluslararası ilişkilerde gerginliklere neden olmaya devam ediyor. Filistin topraklarında devam eden çatışmalar ve insan hakları ihlalleri karşısında uluslararası toplumdan daha sert tepkiler gelmesi beklenirken, ABD’nin bu politikasının bölgedeki istikrarsızlığı artırabileceği endişeleri de artıyor. Kongre’nin gelecekteki kararları ve ABD’nin İsrail’e yardım politikaları bu konudaki belirsizliği giderek artırıyor.