ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın temel işlevlerine yeniden yoğunlaşmaları gerektiği yönünde bir çağrıda bulunarak, bu kurumlarla işbirliği yapmaya istekli olduklarını dile getirdi.
Küresel Görünüm Forumu’nda konuşan Bessent, uluslararası ekonomik sistemdeki dengesizliklerin altını çizdi. Bu dengesizliklerin giderilmesi için öncelikle IMF ve Dünya Bankası’nın, kuruluş amaçları doğrultusunda yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguladı. Görevlerinin ötesine geçen bu kurumların rotalarından sapmaması için önemli reformların şart olduğunu ifade etti.
Bessent, “Küresel finansa yeniden denge kazandırmak için IMF ve Dünya Bankası’nın net bir liderlik sergilemesi gerekir.” şeklinde bir değerlendirme yaptı.
Bessent, “‘Önce Amerika’ demek ‘yalnız Amerika’ demek değildir.” diyerek, bu ifadenin ticaret ortakları arasında “daha derin işbirliği ve karşılıklı saygı” için bir çağrı niteliği taşıdığını belirtti.
ABD’nin IMF ve Dünya Bankası’nda liderliğini artırmayı hedeflediğini ifade eden Bessent, daha güçlü bir liderlik yapısıyla “Önce Amerika” yaklaşımının uluslararası ekonomik sisteme adaleti geri kazandırmayı amaçladığını kaydetti.
Ticaret alanındaki dengesizliklerin en belirgin şekillerde ortaya çıktığını söyleyen Bessent, ABD’nin küresel ticareti dengelemek adına harekete geçtiğini aktardı. Ayrıca, ABD Başkanı Trump’ın tarife açıklamasının ardından 100’den fazla ülkenin ABD ile temas kurduğunu, anlamlı görüşmelerin sürdüğünü ve diğer ülkelerle görüşmeler beklediklerini belirtti.
Bessent, özellikle Çin’in yeniden dengelenmesi gerektiğine dikkat çekti. Çin’in ihracata dayalı ekonomik modelinin sürdürülemez olduğunu ve dünya genelinde olumsuz etkilere yol açtığını ifade etti. “Çin’in değişmesi gerekiyor. Ülke bu gerekliliği biliyor. Biz de bu değişime yardımcı olmak istiyoruz çünkü bizim de yeniden dengelenmeye ihtiyacımız var.” dedi.
Çin’in ihracat fazlasından uzaklaşıp, kendi tüketicilerini ve iç talebi destekleyen bir modele geçiş yapmasının, global yeniden dengelemeye katkı sağlayabileceği konusunda görüşlerini bildirdi. Bessent, ABD’ye yönelik sürekli talep bağımlılığının da küresel ekonomik dengesizliğin bir parçası olduğuna vurgu yaparak, bazı ülkelerin aşırı tasarrufu teşvik eden politikalarının büyümeyi engellediğini belirtti. Diğer ülkelerin ise ücretleri yapay olarak düşük tuttuğunu, bunun da büyümeyi yani gelişmeyi sınırladığını ifade etti.
Bessent, Trump yönetiminin ABD’nin küresel ekonomik liderliğini sürdürme ve genişletme konusundaki kararlılığını vurguladı. IMF ve Dünya Bankası’nın uluslararası sistemde kritik roller üstlendiğini kaydederek, bu kurumlarla işbirliği yapmaya istekli olduklarını dile getirdi.
Mevcut durumda IMF ve Dünya Bankası’nın görevlerini yeterince yerine getiremediğini söyleyen Bessent, Trump yönetiminin bu kurumların liderliğini güçlendirmek ve etkili bir şekilde görevlerini yerine getirmeleri için onları zorlayacağını aktardı. ABD’nin, bu kurumların yönetim ve personelinden gerçek bir ilerleme göstermeleri için hesap verebilir olmalarını talep edeceğini de sözlerine ekledi.
Bessent, IMF ve Dünya Bankası’nın temel görevlerine yeniden odaklanmaları noktasında tüm paydaşları davet etti. Bu sürecin herkesin ortak menfaatine olacağını vurguladı. IMF’nin tarihsel misyonlarından saparak iklim değişikliği, toplumsal cinsiyet ve sosyal meseleler gibi konulara odaklandığını eleştirdi.
IMF’nin, yıllardır global düzeyde sorunlara yol açan politikaları uygulayan ve şeffaf olmayan para birimi politikalarını izleyen ülkelerden hesap sorması gerektiğini belirtti. Ayrıca, Dünya Bankası’nın da amacına uygun hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. Bessent, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’e hala “gelişmekte olan ülke” muamelesi yapılmasını “absürt” olarak nitelendirdi.