USD39,83
%0
EURO46,96
%0.07
EURO/USD1,18
%-0.02
BIST10.228,39
%0.39
Petrol68,87
%-0.01
GR. ALTIN4.259,15
%-0.01
BTC4.354.242,82
%0.70
  1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. İşgücü Haritası Yeniden Çiziliyor: 170 Milyon Yeni İş, 92 Milyon Kayıp

İşgücü Haritası Yeniden Çiziliyor: 170 Milyon Yeni İş, 92 Milyon Kayıp

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geleceğin İki Yüzü: İnsan ve Yapay Zeka Birlikte mi Yoksa Ayrı mı?

Gelecek kapıyı çaldı. İnsan zekâsı mı kazanacak, yapay zekâ mı? Yoksa ikisi birlikte mi dünyayı yeniden kuracak? Yapay zekâ fırtınası her şeyi sürüklerken, en kritik soru “Geleceği kim inşa edecek, insan mı yoksa yapay zekâ mı?” Bu sorunun cevabı, ikisini de ayrı ayrı değil, birlikte yeniden tanımlamakte saklı.

Uluslararası Sanayici İş Kadınları Derneği (USİKAD) Danışma Kurulu Üyesi Ecehan Ersöz’e göre, “Ekonomiler artık kas gücüyle değil, yapay zeka entegrasyonunun gücüyle büyüyor. Yapay zekâ, veri temelli karar alma yeteneği, eşsiz hızı ve bağlamsal yapısıyla üretimi, pazarlamayı, finansı ve hizmet sektörlerini baştan aşağı dönüştürüyor.” Ancak asıl önemli olan, bu dönüşümde insan faktörünün dışlanması değil, yeniden tanımlanmasıdır.

Endüstri 5.0 ile birlikte, şirketlerin rekabet gücü sadece teknoloji kullanımıyla değil, insanla teknoloji arasında kurduğu dengeyle ölçülüyor. Yeni ekonomi çağında kazananlar, yapay zekâyı iş süreçlerine entegre ederken, aynı zamanda insan zekasını merkeze alanlar olacak. Çünkü geleceğin şirketleri, algoritmalarla çalışan değil, insanın değerlerini teknolojinin hızına entegre edenler olacak.

Bu büyük teknolojik kırılma, bizi alışılmış düşünce biçimlerinin dışına çıkmaya zorluyor. Artık mesele sadece teknoloji üretmek değil; insanı merkeze alarak daha akıllı, daha duyarlı ve daha sürdürülebilir bir dünya kurmak. Bu dönüşüm, bir devrim değil; bir yeniden doğuş.

Yapay Zekâ ve Toplum

Gelişen yapay zekâ teknolojileri, toplumun her alanında köklü değişimleri beraberinde getiriyor. Ersöz, bu değişimin sadece teknolojik değil, insani değerlerle de iç içe olduğunu söylüyor.

“Yapay zekâ, insan beyninin işleyişini taklit eden yapay sinir ağlarıyla, muhakeme etme, öğrenme ve anlamlandırma gibi insanlara özgü yetenekleri üstlenebiliyor,” diyen Ersöz, sürdürülebilirlik ve toplumsal denge açısından insan katkısının vazgeçilmez olduğunu vurguluyor.

Gelecek “İnsan ve Yapay Zekâ” İş Birliği

Ersöz’e göre, gelecek artık sadece insanın ya da yapay zekânın değil, ikisinin birlikte inşa ettiği bir dünya. Yapay zekânın, insan beyninin işleyişini taklit eden yapay sinir ağlarıyla muhakeme ve öğrenme yeteneklerini üstlenebildiğine dikkat çekiyor. Ama bu dönüşümün sürdürülebilir olması için insan katkısı gerekli.

“Yapay zekâyı sadece teknolojik bir devrim olarak değil, insanın merkeze alındığı bir gelişim süreci olarak görmeliyiz,” diyen Ersöz, Endüstri 4.0’dan Endüstri 5.0’a geçiş ile bu sinerjinin önem kazandığını belirtiyor. Kuantum yapay zekâgenel yapay zekâ ve ajan/temsilci yapay zekâ gibi alanların, önümüzdeki yıllarda bu dönüşümde öncü rol oynayacağını söylüyor.

Yeni İş Modelleri ve Mesleklerde Değişim

Ersöz’e göre, yapay zekâ ve otomasyon, iş fonksiyonlarında köklü bir dönüşüm yaratıyor ve birçok pozisyon ya değişiyor ya da ortadan kalkıyor. Ancak bu, iş kaybı anlamına gelmekle kalmıyor. Aynı zamanda yeni iş fırsatları da doğuyor.

“2025-2030 arasında, dünyadaki iş gücü dönüşümünün %22 oranında hareketlilik yaratması ve 170 milyon yeni işin oluşması bekleniyor,” diyen Ersöz, yine de bu büyümenin mevcut işlerin %8’ine (92 milyon işe) karşılık gelen bir yer değiştirmeyle dengeleneceğini belirtiyor. Toplam istihdamda ise net %7’lik bir büyüme ve 78 milyon yeni iş öngörülüyor.

Türkiye’de ise, beceri setlerinin %44’ü dönüşüme uğrayacak. Bu süreçte, büyük veri uzmanlığı, fintech mühendisliği, yapay zekâ, robotik, biyomedikal ve makine öğrenimi gibi alanların ön plana çıkacağı öngörülüyor. Ayrıca, dijital becerilerle donatılmış gençlerin katkısı büyük olacak ve Ulusal Staj Programı gibi girişimlerin gençlerin sektöre entegrasyonunda stratejik önemi bulunuyor.

Geleneksel Eğitim Modelleri Yetersiz Kalıyor, Yeni Yaklaşımlar Gerekiyor

Ecehan Ersöz’e göre, geleneksel eğitim modelleri, hızla değişen dünya koşullarında öğrencilerin başarıyı yakalayacak beceri, zihniyet ve araçları kazanmaları açısından yeterli değil. Bu nedenle eğitim alanında da yapay zekanın entegre edildiği yeni süreçler tasarlanıyor.

Yapay zekâ destekli “Eğitim 5.0” yaklaşımı benimsenmeli. Bu yeni eğitim modeli, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve oyunlaştırma gibi teknolojileri kullanarak öğrencilere bireyselleştirilmiş öğrenme imkânı sunuyor.

Ersöz, “Eğitim 5.0, sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda sosyal ve duygusal gelişimi de destekliyor. Problem çözme, yaratıcılık ve eleştirel düşünme gibi beceriler ön plana çıkacak,” diyor. Ayrıca, Millî Eğitim Bakanlığı himayesinde düzenlenen TETZ 2025 Zirvesi, bu vizyoner yaklaşımların önemli bir platformu olarak değerlendiriliyor ve yapay zekanın eğitim politikalarındaki rolü üzerinde duruluyor.

İnovasyon Ailede Başlar: Teknolojik Dönüşüm ve Ailelerin Rolü

2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesiyle birlikte, ailenin teknolojik dönüşümdeki yeni rolü de önem kazanıyor. Ersöz, aşırı teknoloji kullanımının aile içi iletişimi zayıflattığınıdeğer aktarımını sekteye uğrattığını belirtiyor.

Dijital ebeveynlik ve dijital farkındalık projelerinin, siber zorbalık, dezenformasyon ve dijital bağımlılık ile mücadelede kritik olduğunu vurgulayan Ersöz, bu çalışmaların **“Milli Teknoloji Hamlesi”**ne toplumsal destek olduğunu söylüyor.

Aile ve sosyal yaşamda inovasyonun ve duygusal zekanın önemli olduğunu belirten Ersöz, “Geleceğin tasarım dünyasında duygusal zeka, empati ve sezgi gibi becerilere çok ihtiyaç var. Teknolojiyi sadece kullanmak yerine, anlamak ve tasarlamak, bu becerilerin gelişmesini sağlar,” diyor.

İhtiyaç fazlası teknoloji kullanımı, bu yetenekleri köreltebilir veya geliştirilmesini engelleyebilir; bu nedenle denge çok önemli.

Gençlere ve Öğrencilere Meslek Seçiminde Kritik Tavsiyeler

Geleceğin mesleği konusunda da önemli uyarılar ve öneriler var. Ersöz, “Geleceğin mesleği, hem gelecekte var olacak hem de bireyin ilgi ve yeteneklerine uygun olmalı,” diyerek, şu noktalara dikkat çekiyor:

  • Seçilen alanın geleceği olmalı.
  • Kendine uygunluk ve ilgi çok önemli.
  • Yapay zekâ, sadece mühendislik ve yazılım alanında değil, tıp, hukuk, lojistik, psikoloji gibi pek çok alanda rol alacak.

Disiplinlerarası eğitim ve teknoloji odaklı müfredatın geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Ersöz, “Her öğrencinin yapay zekâ geliştiricisi olması gerekmez; önemli olan, teknolojiyi doğru anlamak, kullanmak ve kendi alanına entegre edebilmektir,” diyor.

Sanat ve dilin önemi de şu noktada ortaya çıkıyor: İnsan ve yapay zekâ dengesini korumada, dil ve iletişimin kritik bir rolü var. Kendi doğasına uygun bir meslek seçmek, yapay zekâ ile iş birliği yaparak fark yaratma anahtarını sunuyor.

Ersöz’e göre, Gelecekinsan ve yapay zekanın birlikte çalışmasıyla şekillenecek. Bu dönüşümde, teknoloji ve insani değerlerin beraber hareket etmesi, daha sürdürülebilir ve insana uygun çözümler üretmek için temel olacak. Bu, bir devrim değil, bir evrim.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
İşgücü Haritası Yeniden Çiziliyor: 170 Milyon Yeni İş, 92 Milyon Kayıp
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Gazetemize Abone Olabilirsiniz.

Yeni haberlerden anında haberdar olmak için e-posta aboneliğini hemen başlat.
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.