Gazze’de devam eden İsrail saldırıları, aylardır binlerce sivilin hayatını kaybetmesine neden oluyor.
Bu trajik tabloya karşı, dünya genelinden insanların katliamın durdurulması için seslerini yükseltmelerinin yanı sıra, Fransız doktorlar ve aktivistler de sessizliği bozmak adına açlık grevine başladı. 31 Mart’ta Marsilya’da başlayan bu eylem, kısa sürede Avrupa’nın birçok şehrine yayıldı.
Yeni bir eylem biçimi olarak açlık grevini benimseyen Fransız doktor Pascal Andre ve emekli vatandaş Amina Mansouri, protesto sürecine dair görüşlerini paylaştı.
“İSRAİL ULUSLARARASI YASALARA SAYGI GÖSTERMİYOR”
Geçen yıl nisan ayından bu yana Gazze’de görev yapan doktorlardan biri olan Andre, “Biz ve birçok vatandaşımız 31 Mart’ta Marsilya’da açlık grevine başladık. Fransa’nın 12 şehrine giderek toplumla buluşma çabası içindeyiz. (İsrail’in Gazze’deki saldırıları) Uluslararası yasalar son derece açıktır, ancak bu yasalara saygı gösterilmiyor.” şeklinde belirtti.
Gazze’de bulundukları dönemde yerel meslektaşlarının kendilerine teşekkür ettiğini ancak dönüşlerini istediklerini ifade eden Andre, bu isteğin altında yatan sebebin uzun yıllardır yaşadıkları acılar olduğunu açıkladı.
Andre, Fransa, Brüksel ve medya üzerindeki siyaseti dönüştürmek amacıyla çok çaba harcadıklarını ancak bu çabaların engellendiğini vurguladı. “Sessizlik ve korku burada hâkim.” dedi.
“SESSİZLİK, GAZZE’DE OLANLARA BOYUN EĞMEKTİR”
Andre, sözlerine şöyle devam etti:
“İnsanlık şu an ciddi bir tehdit altında. Bu nedenle Fransa’da açlık grevine 8 kişi ile başladık ve şimdi 15 kişiyiz. Diğer Avrupa bölgelerinde de benzer eylemlere başlayacağız. Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu’ndan bazı çalışanların 24 Nisan’da Brüksel’de açlık grevine katılacak olması bizim için önemli bir adım. Şu anki durumu kesinlikle kabul edemiyoruz. Sessizlik, Batı Şeria ve Gazze’de yaşanan acılara boyun eğmek demektir. Şu an, soykırım konusunun gündeme getirilmesi ve insanlık adına savaşmanın zamanı. Avrupa’nın her yerinde bu vatandaş hareketi devam edecek. (İsrail’in) Silahlarla desteklenmesi kabul edilemez ve bu bir müzakere konusu olamaz.”
“NETANYAHU’YA ÇIKARILAN TUTUKLAMA EMRİ UYGULANMALI”
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için verilen tutuklama emrinin Fransa ve Avrupa’da uygulanması gerektiğinin altını çizen Andre, Avrupa ile İsrail arasındaki işbirliğinin sona erdirilmesi gerektiğini söyledi.
Andre, “Çünkü insan hakları ihlal ediliyor. Uluslararası hukuka saygı gösterilmiyor. (İsrail ile işbirliği) Ancak bu durdurulmalı, Avrupa’nın siyasi yükümlülüğü bu olmalı.” dedi.
Filistin Devleti’nin yeniden birleşmesinin de kendileri için oldukça önemli olduğunu belirten Andre, bu taleplerinin aşırı sağcı hükümetin, İsrail’deki birlikte yaşama kurallarına saygı göstermeyen yapısına baskı uygulamak için olduğunu ifade etti.
“KORKTUKLARI İÇİN DESTEK VEREMİYORLAR”
Andre, “Hiçbir Yahudi’ye karşı bir amacımız yoktur. Bizim bu eylemde antisemitizm yoktur. Bu sadece ahlak ve vicdanla hareket eden bir grup. Vatandaşları susturan siyasetin cezasız kalmasına bir son verilmeli. Bu artık sona ermeli, gerçekten kararlıyız.” şeklinde konuştu.
Fransa’daki medyadan hiçbir destek almadıklarını vurgulayan Andre, İsviçre’de de benzer bir sessizlik olduğunu ve bunun arkasında korkunun olduğunu söyledi. Açlık grevine katılanlar arasında Gazze’de neler yaşandığına doğrudan tanıklık etmiş sağlık çalışanları ve diğer bireylerin de bulunduğunu belirtti.
“SİYASETİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN AÇ KALMAMIZ GEREKİYOR”
Politikacılar tarafından destek gördüklerinde ve çözüm adına adımlar atıldığında eylemlerini sonlandıracaklarını belirten Andre, “Siyaseti değiştirmek için aç kalmak veya açlık grevi yapmamız gerekiyor. Durmayacağız ve gerçekten kararlıyız. 12 kilo verdim.” dedi.
Gazze’deki meslektaşlarının da 20-25 kilo kaybetmelerine rağmen sağlık hizmeti vermeye devam ettiklerini ifade eden Andre, açlık grevi eylemine katılmanın oldukça basit olduğunu aktardı.
“FİLİSTİN İÇİN SUSARSAK, BAŞKA HALKIN BAŞINA DA BUNLAR GELEBİLİR”
Amina Mansouri ise Fransa’da 18 aydır İsrail’e karşı çeşitli eylemlere katıldığını ifade etti.
Mansouri, “Artık sürdürülebilir eylemler yeterli gelmiyor. Şiddetsiz bir eylem olan bu açlık grevi, Filistin halkı ve tüm dünya halkları için uluslararası insan hakları ve hukukun uygulanması talebimi farklı bir biçimde ifade etmemi sağlıyor. Eğer Filistin için sessiz kalmaya devam edersek, yarın başka bir halkın da başına aynı şeyler gelebilir. Fransa dahil diğer hükümetlerin, 18 aydır ihlal ettikleri uluslararası insani hukuk kurallarına saygı duymalarını istiyorum.” şeklinde konuştu.