ULUSLARARASI Ekonomi Zirvesi’nin ikinci gününde gerçekleştirilen ‘Toplum 5.0: Büyük Dönüşüm’ panelinde konuşan BSH Türkiye CEO’su Alper Şengül, “Sürdürülebilirlik, günümüz tüketicilerinin önem verdiği başlıca konular arasında. Tüketiciler artık markalarla ortak değerler etrafında bir araya gelmeyi arzu ediyor” ifadelerini kullandı.
UEZ 2025’in ikinci gününde düzenlenen panel, BSH tarafından sponsorluğu üstlenilerek gerçekleştirildi. ‘Toplum 5.0: Büyük Dönüşüm’ başlığı altında yapılan panelin moderatörlüğünü üstlenen Ankara TEKMER CEO’su İmran Gürakan, zirvenin ana temasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Teknoloji girişimciliği ve yatırımcılığı alanında uzun yıllar tecrübesi olan Gürakan, ‘Toplum 5.0’ kavramıyla ilk olarak 2019 yılında karşılaştığını ve o zamandan bu yana bu konuyu derinlemesine araştırdığını belirtti. Sanayi toplumlarından dijital topluma geçişte Toplum 5.0’ın yeni bir perspektif sunduğunu dile getiren Gürakan, bu yaklaşımın yapay zekâ, büyük veri, nesnelerin interneti ve robotik sistemler gibi teknolojileri insan odaklı hale getirmenin önemine dikkat çekti. “Toplum 5.0, teknolojiyi toplum refahı için kullanan bir modeli temsil ediyor. Bu hızlı dönüşüm sürecinde bu kavramı derinlemesine incelemeye devam edeceğiz” dedi.
‘TÜKETİCİLER EN İYİ HİZMETİ, EN KALİTELİ ÜRÜNÜ TALEP EDİYOR’
BSH Türkiye CEO’su Alper Şengül, şirketlerinin dünya genelinde geniş bir pazar alanına sahip olduğunu ve Türkiye’nin de bu pazarların en önemlilerinden biri olduğunu vurguladı. Şengül, “Şirketimizin varoluş amacının, evlerde yaşam kalitesini artırmak olduğunu belirtmekle birlikte, bunun yüzde 100 başarıyla hayata geçirilmesinin oldukça zor olduğunu biliyoruz. Tüketicinin nabzını tutmak ve onunla aynı ritimde yaşamak bizim için hayati öneme sahip” şeklinde konuştu.
Teknoloji erişimi, dijitalleşme, sürdürülebilirlik, bağlantılılık ve ürün çeşitliliğinin günümüzün en büyük trendleri arasında yer aldığını söyleyen Şengül, “Dönüşüme ayak uydurmak için çalışıyoruz, sadece tüketicinin evrimini değil, aynı zamanda yaşadığı aile yapısındaki beklentilerin de değiştiğini izliyoruz. Türkiye’de 30 yıldır varız ve tüketicilerimizle birlikte büyüdük. Bu karşılıklı etkileşim bize büyük bir deneyim kazandırdı. Son 10 yıl içinde akıllı ev cihazları üretiyoruz ve bu alanda lider konumdayız” ifadelerini kullandı. Şengül, başlangıçta akıllı ürünlere olan talebin daha çok büyük şehirlerde yaşayan belirli gelir gruplarındaki tüketicilerden geldiğini ancak günümüzde teknoloji erişiminin genişlemesiyle bu talebin artış gösterdiğini belirtti.
‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK TÜKETİCİLERİN ÖNEMSEDİĞİ KONULAR ARASINDA’
Bir markadan beklenen unsurların kaliteli ürün, güçlü bir servis ağı ve akıllı teknolojiler olduğunu vurgulayan Şengül, “Bu unsurlar bir bütünlük oluşturmakta ve tüketiciye değer sağlamaktadır. Ancak başarı için organizasyonel yapının yeniden şekillendirilmesi ve şirket içi kültür dönüşümünün gerçekleştirilmesi gerekiyor. Sürdürülebilirlik, tüketicilerin önemle üzerinde durduğu bir diğer konu. Artık tüketiciler, markalarıyla ortak değerler paylaşmak istemektedir. Sürdürülebilirlik ve dijitalleşme, markamız için sadece birer trend değil, stratejik önceliklerimiz arasında yer alıyor. Tüketicinin ritminde hareket etmek ve bu değerleri paylaşmak, kültürel dönüşümü şirket yapımıza entegre etmek bizim için kritik bir öneme sahip” dedi.
‘VERİ VE BİLGİ BOLLUĞUNA RAĞMEN TOPLUM BU BİLGİLERİ ETKİN KULLANAMIYOR’
FutureBright Group Kurucu Ortağı Akan Abdula, ‘Toplum 5.0: Büyük Dönüşüm’ kavramının henüz toplum için ulaşılabilir bir gerçeklikten çok bir trend olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Abdula, mevcut aşamada bilgi toplumuna tam olarak geçilemediğini, veri ve bilginin fazlalığına rağmen bunların etkin şekilde kullanılamadığını ifade etti. Ayrıca, Toplum 4.0 ile 5.0 arasındaki farklara da değinen Abdula, dördüncü aşamada ‘akla duyarlılık’, beşinci aşamada ise ‘insana duyarlılık’ üzerinde yoğunlaşıldığını fakat bu sistemlerin ne kadar insana duyarlı olacağına dair soru işaretleri olduğunu belirtti.
Türkiye açısından Toplum 5.0 gibi kavramların yerelleştirilmeden tartışılmasının yeterli olmayacağını ifade eden Abdula, teknolojik dönüşümün yerel ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak planlanması gerektiğini kaydetti. Geleceğin kazananlarının çevre dostu ve topluma duyarlı teknolojiler geliştirenler olacağını ifade eden Abdula, “Toplumun ihtiyaçlarına hitap eden ve sürdürülebilirliği samimiyetle dile getirenler gelecekte öne çıkacak” dedi.
‘ASIL MESELE, TÜKETİCİNİN HAYATINA KATILAN DEĞER’
Veri Enstitüsü Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Ağırdır, konuya şu şekilde yaklaşımda bulundu: “Şirketleri ele alırken çerçeveyi doğru çizmemiz gerekli. Mesele sadece teknoloji ile tanımlanamaz. Her bireyin yaşama hakkının adil ve güvence altında olması gerektiği son derece önemli. Eğer bu konular önemliyse, o zaman Toplum 5.0 gibi vizyonların da peşinde koşmalıyız.”
Ağırdır, “Yeni dönemde şirket olmanın anlamı sadece ürün satmak değil, aynı zamanda insanların güven duyduğu, ilham aldığı bir marka haline gelmekle de ilgilidir. Samimiyet ve sahicilik çok önemli. Şirketlerin yalnızca marifetlerini değil, aynı zamanda şahsiyetlerini de geliştirmeleri gerekiyor” dedi.
‘BİREYİN TOPLUM VE DÜNYANIN SORUNLARINA KARŞI DUYARLI OLMASI GEREKİYOR’
Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Koç, panelde eğitim konusuna dikkat çekerek, “Nasıl bir insan ve toplum inşa etmek istiyoruz? Eğitim bu soruya hizmet etmelidir. Teknoloji çok hızlı bir şekilde değişiyor ve artık on yıl sonrasını bile hayal etmek zorlaştı. Bireylerin teknoloji üretip doğru kullanabilen birer örnek olması gerekiyor” dedi.
Koç, bireyin hem kendi ihtiyaçları hem de yaşadığı toplum ve dünyaya karşı duyarlı olması gerektiğini ifade ederek, eğitim sisteminin bireylere bu farkındalığı kazandıracak beceriler kazandırması gerektiğini dile getirdi. “Eğitim, bireyin gerçek problemlerle yüzleşebileceği ve deneyerek öğrenebileceği bir ortam oluşturmalıdır” dedi.
Koç, yapay zekanın bu süreci hızlandırabileceğini vurgularken, “Eğitim, sadece ekonomik büyüme açısından değil, aynı zamanda kişiselleştirme bakımından da devrim niteliğinde değişikliklere ihtiyaç duymaktadır” dedi. Öğretmenlik mesleğinin dönüşümü üzerine de konuşan Koç, öğretmenlerin daha fazla rehberlik rolü üstlenebilecekleri bir süreçten bahsetti.
