Maltepe’de “Taşlardaki Türk İzleri” masaya yatırıldı
Ön Türk Akademisi öncülüğünde Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde “Bekilli (Denizli) Taşlarındaki Gizli Tarih” konulu fotoğraf sergisi ve söyleşi düzenlendi. Araştırmacı-yazar Ümit Şıracı’nın katıldığı söyleşide Türk medeniyet ve kültürünün izlerinin Anadolu coğrafyasında nasıl yer bulduğu ve gelişme gösterdiği konuları masaya yatırıldı.
Maltepe’de Ön Türk Akademisi öncülüğünde, Bekilli Kalkınma ve Yardımlaşma Derneği, Biricik Grup-Selim Erdoğan ve Asım Altıntaş’n katkılarıyla “Bekilli (Denizli) Taşlarındaki Gizli Tarih” konulu fotoğraf sergisi ve söyleşi düzenlendi. Maltepe Belediyesi, Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye Ön Türk Akademisi Kurucu Başkanı Vedat Köle, Ön Türk Akademisi üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Araştırmacı-yazar Ümit Şıracı ve Eskiçağ Tarihi Uzmanı Bahtiyar Aydın’ın da söyleşileriyle renk kattığı sergide Türk medeniyet ve kültürünün izlerinin Anadolu coğrafyasında nasıl yer bulduğu ve gelişme gösterdiği konuları masaya yatırıldı.
“Evimizdeki Kilim Beni Araştırmaya İtti”
Araştırmacı-yazar Ümit Şıracı, “Atayurttan Anayurda Taşlardaki Gizli Tarih” isimli söyleşisinde, “Ben aynı zamanda dağcıyım. Dağcılıkla beraber serbest biçimde bu araştırma konularını birleştirip bu alana girmeye karar verdim. Rahmetli anneannemden kalma bir kilim vardı. Van’da iken 90 yaşında bir kadın bu kilimi gördü ve bize dedi ki siz ‘Kürt müsünüz?’. Beni dedim ki, ‘Nereden vardınız bu kanıya?’ Sizdeki kilim benim genç kızlığımda dokuduğum kilimin aynısı. Kilimi getirdik. Onlar da kendi kilimini getirdi ve yan yana serdik. Onların ailesiyle ailemin çıkış noktasının Türkistan coğrafyasına uzandığını böylece fark ettik. İşte buradan hareketle ben Anadolu coğrafyasında Türk izlerini aramaya başladım. Denizli de memleketim olduğu için buradaki insan yüzlü mezar taşlarını, 3-4 metrelik Türk mezar taşlarını gördük. Göktürk alfabesiyle yazılmış yazıtlar vardı.” dedi.
“Türkler Anadolu’da Hep Vardı”
Bekilli kaya resimleri alanının bulduğunu ve zaman içerisinde bunları fotoğraflayarak buradaki sergiyi açtığını ifade eden Ümit Şıracı sözlerine şöyle devam etti: “Bu resimleri Türkistan coğrafyasındaki Kaya resimleriyle karşılaştırdık. Bazı çizimler, bazı motifler birebir örtüşüyordu. Bu da bizi çok heyecanlandırdı. Yani çok enteresan bir şey bu. Daha sonra işte dediğim gibi Hakkari’dir, Van’dır, Ankara’dır, Kars’tır. Bu bölgeleri gezdik. Daha sonra Türkistan coğrafyasına, işte Kırgızistan’a, Kazakistan’a, Altaylara geziler düzenledim. Sonra bu benzerliklerden hareketle Denizli’deki bu silinmiş resimleri belirgin hale getirdik. Bu Bekili’deki kaya resimleri Eren dedikleri yerde. Orası bir yatır gibi ve kötülük anlamında Karaçor derlerdi oraya. Bu Şamanik kültürün etkileri uzun yıllardır devam etti. Biz diğer akademisyenleri de bölgeye davet ettik. Bu araştırmalarla Türklüğün aslında Anadolu’da 1071’den önce de var olduğunu ortaya koyduk.”
Çoban Bahsetti, Araştırmalar Yapıldı
Şıracı’dan sonra söz alan Eskiçağ Tarihi Uzmanı Bahtiyar Aydın da belgeselini izleyen bir çoban ile yaşadığı hikâyeyi anlattı. Aydın, Ankara Güdül Kaya resim alanında, belgeselde bahsettiği resimlerin olduğunun söylenmesi ve sonrasında yağmış olduğu araştırmalarıyla ortaya koydukları hakkında kısa bir bilgilendirme yaptı.
Etkinlik sonrası araştırmacı-yazar Ümit Şıracı’ya Ön Türk Akademisi Başkanı tarafından bir hediye takdim edildi.