Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, DSÖ’nün haftalık basın toplantısında önemli değerlendirmelerde bulundu. Ghebreyesus, özellikle İsrail ile Hamas arasında yaşanan gerilim ve son gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu. 15 Ocak tarihinde gerçekleşen ateşkes ve esirlerin serbest bırakılmasına dair yapılan anlaşmanın, dünya genelinde önemli bir rahatlama yarattığına işaret etti.
Ghebreyesus, anlaşmanın henüz onaylanmadığına ve bu yüzden ihtiyatlı bir tutum sergilediklerine dikkat çekti. “Anlaşma 19 Ocak’ta yürürlüğe girecek olsa da, her iki tarafın ateşkese bağlı durması durumunda bu, hemen başlamalı.” diyerek, İsrail yönetimini anlaşmayı onaylaması için çağrıda bulundu. Ayrıca tüm tarafların da bu anlaşmaya saygı göstermesi ve uygulaması gerektiğini vurguladı.
“EN İYİ İLAÇ BARIŞTIR”
Ghebreyesus, DSÖ’nün Gazze halkının sağlık ihtiyaçlarını karşılayabilme konusunda hazır olduğunu belirtti ve Gazze’nin sağlık sisteminin yeniden inşasına yönelik destek verme taahhüdünde bulunduklarını ifade etti. Gazze’deki mevcut sağlık durumu oldukça endişe verici; Ghebreyesus, bölgedeki hastanelerin yarısından azının işlevsel durumda olduğunu ve bu durumun sona ermesi gerektiğini kaydetti. “Çatışma başladığından beri söylediğim gibi, en iyi ilaç barıştır. Barış herkesin çıkarınadır.” ifadesinde bulunarak, barışın sağlanmasının önemine dikkat çekti.
Son olarak, İsrail’deki güvenlik kabinesinin, Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasına dair olan ihtilafları çözmek amacıyla toplandığını ve bu toplantının cuma günü gerçekleştirileceğini duyurdu. Bu sürecin, çatışmalı ortamın sona ermesi açısından kritik bir öneme sahip olduğunu ifade eden Ghebreyesus, böyle bir anlaşmanın her iki taraf için de faydalı olacağını öne sürdü.
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’un açıklamaları, uluslararası toplumu barış için harekete geçmeye teşvik ederken, sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi ve yeniden inşası için çağrıda bulundu. Uluslararası sağlık kuruluşlarının, Gazze’de yaşanan insani krizle etkili bir şekilde başa çıkabilmesi için iş birliği ve destek çağrılarının arttığı bir süreçte, bu tür açıklamalar büyük önem taşıyor.