Suriye’de yaşanan son gelişmeler, tarihin önemli anlarına tanıklık ettiriyor. 27 Kasım’da muhalif grupların gerçekleştirdiği operasyonla Şam ele geçirilmiş ve bu durum, Esad yönetiminin sona ermesine yol açmıştır. Bu çatışmaların ardından pek çok yeni açıklama yapılmaya başlamıştır, bunlardan biri de Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre tarafından gelmiştir.
Beyaz Saray’da düzenlenen günlük basın brifinginde, Suriye’deki durum hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Jean-Pierre, ABD Başkanı Joe Biden ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın açıklamalarını hatırlattı. Jean-Pierre, Suriye’deki geçiş sürecinin yakından takip edildiğini belirtirken, ABD’nin Suriyeli gruplarla, arabulucular dahil, temasta bulunduğunu vurguladı.
Jean-Pierre, “Suriye halkına bu geçiş sürecinde destek olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Sadece HTŞ’nin açıklamalarıyla değil, eylemleriyle de ilgileneceğiz.” diyerek durumu net bir şekilde ifade etti. Bu açıklama, Suriye’de bulunan çeşitli muhalif gruplara ABD’nin yaklaşımını ortaya koydu.
Öte yandan, Jean-Pierre, 2012 yılında Suriye’de kaybolan Amerikalı gazeteci Austin Tice’ın durumu hakkında da önemli bilgiler paylaştı. Tice’ın bulunması ve serbest bırakılması için Biden yönetiminin Türk yetkililerle birlikte çalıştığını belirtti. Jean-Pierre, “Tice’ın hayatta olduğuna dair umudumuz var. Onun bulunması ve eve dönebilmesi için çalışan çeşitli ekiplerle irtibat halindeyiz.” ifadelerini kullandı.
Austin Tice, 14 Ağustos 2012 tarihinde Suriye iç savaşının izlenimlerini almak amacıyla bölgedeyken Şam yakınlarındaki bir kontrol noktasında kaçırılmıştı. Tice’ın kaçırılmasının ardından, gözleri bağlı bir şekilde silahlı ve kimliği belirsiz bir grup tarafından tutulduğunu gösteren bir video internet ortamında yayımlandı. Ancak o günden bu yana, kaçırılmasının sorumluluğunu üstlenen herhangi bir grup olmamıştır.
Son olarak, ABD’nin Suriye’deki durumu ve özellikle de Austin Tice’ın durumu ile ilgili çabaları sürmektedir. Beyaz Saray Sözcüsü Jean-Pierre’in açıklamaları, ABD’nin Suriye’nin geleceği hakkındaki kaygılarını ve buna dair yaptığı diplomasi çabalarını açıkça gösteriyor. Özellikle Tice’ın bulunması, Biden yönetimi için öncelikli bir mesele haline gelmiş durumda. Şimdi gözler, Suriye’deki gelişmelerin nasıl şekil alacağı ve bu geçiş sürecinin ABD ile Suriyeli gruplar arasında nasıl bir etkileşim doğuracağı üzerinde yoğunlaşıyor.