Suriye’de süregelen savaşın etkisiyle, Devlet Başkanı Beşar Esad’ın defalarca sınırı aşmayı düşündüğü ifade edilmiştir. Ancak, 12 gün geçtikten sonra, Şam’ın muhalefetin kontrolüne geçmesiyle birlikte Esad’ın gerçekten Suriye’yi terk ettiği bilgisi edinilmiştir. Sonrasında, Esad’ın Rusya’da bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu gelişmeler üzerine Kremlin’den resmi bir açıklama yapıldı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova’daki basın toplantısında, Esad’ın durumuyla ilgili soruları yanıtladı. Peskov, “Esad’ın görevden ayrılmasıyla ilgili karar tamamen kendisine aittir ve diğer konular hakkında yorum yapmayacağım” dedi. Bu açıklama, Esad’ın sığınıp sığınmadığı ve Rusya’nın bu durumu nasıl değerlendirdiği konusundaki belirsizlikleri artırmıştır.
Peskov, Rusya’nın Orta Doğu’daki askeri varlığını koruma endişelerini gündeme getirerek, “Gelişmeleri derinlemesine analiz etmenin zamanı geldi” şeklinde değerlendirmelerde bulundu. “Bu belirsizlik döneminin ardından bölgenin gelecekteki şekli hakkında tahminde bulunmak şu an için oldukça zor” ifadeleri, Rusya’nın bölgedeki siyasi durumu hakkında endişeli olduğunu göstermektedir.
Bunun yanı sıra, Peskov, Rusya’nın bölgedeki diğer ülkelerle olan ilişkilerine ve çıkarlarının örtüşmesine de dikkat çekti. “Bölgedeki birçok ülkeyle çıkarlarımız uyumlu ve işbirliğimiz mevcut. Hem ekonomik hem de ticari alanlarda geniş kapsamlı bir ilişki sürdürmeyi amaçlıyoruz” diye ekledi.
Kremlin Sözcüsü, ayrıca Ukrayna ile ilgili durum hakkında da açıklamalarda bulundu. Peskov, Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakerelerin yeniden başlama olasılığını yorumlayarak, “Özel askeri operasyon Devlet Başkanının belirlediği hedeflere ulaşana kadar sürecektir” dedi. “Bu hedeflere ya operasyon yoluyla ulaşacağız ya da müzakereler aracılığıyla. Ancak şu aşamada herhangi bir müzakere süreci bulunmamaktadır. Ukrayna, müzakereleri reddetti; bu yüzden operasyon, başarı sağlanana dek devam edecektir” ifadeleri, Rusya’nın askeri stratejisini ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, Beşar Esad’ın Suriye’den kaçışı ve Rusya’daki durumu, bölgedeki siyasi dinamikler üzerinde önemli bir etki yaratmaktadır. Ayrıca, Rusya’nın Orta Doğu ve Ukrayna’daki askeri ve diplomatik stratejileri, barışın sağlanması ve istikrarın korunması açısından kritik bir öneme sahip görünmektedir. Kremlin, bu süreçte diyalog ve çıkarların örtüşmesine vurgu yaparak, bölgedeki ilişkilerini sürdürme niyetinde olduğunu açıkça ifade etmiştir. Ancak, Ukrayna ile olan durumun henüz çözüme kavuşmadığı düşünülmektedir ve bu durum, uluslararası ilişkilerde daha fazla belirsizliğe yol açmaktadır.