Birleşmiş Milletler Zorla Kaybolmalar Komitesi Uzmanı Carmen Rosa Villa, Kolombiya’daki kayıplar ve devam eden çatışmalar hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Bu komite, ülkede yaşanan zorla kaybolma olayları ve kayıp kişilerin akıbetini araştırmaktadır.
Yapılan incelemelere göre, Kolombiya’da 20 binden fazla cesedin, Bogota Havaalanı’nda gizli bir şekilde saklandığı bilgisi elde edilmiştir. Villa, bu cesetlerin kimliklerinin henüz tespit edilemediğini veya belirlenmesinin imkansız olduğunu belirterek, bu nedenle cesetlerin henüz defnedilmediğini vurguladı. Ayrıca, cesetlerin korunması için uygun koşulların sağlanmadığına dikkat çekti.
Carmen Rosa Villa, Birleşmiş Milletler’in havaalanında saklanan bilinmeyen cesetler nedeniyle ciddi endişeler taşıdığını ifade etti. Eğitimli adli tıp uzmanlarının eksikliği nedeniyle, gerekli adli tıp süreçlerinin gerçekleştirilemeyeceğini ve bulunan kalıntıların ya da cesetlerin muhafaza edileceği uygun bir yer bulunmadığını uyarısında bulundu.
20 BİN CESET SAKLANIYOR
Bunlara ek olarak, Kolombiya Hukuk Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü, havaalanındaki bir hangarda 20 bin kimliği belirsiz cesedin saklandığına dair iddiaları kesin bir dille reddetti. Enstitü, söz konusu hangarın varlığından haberdar olmadıklarını belirtti.
Ancak, cesetlerin Kolombiya’daki çatışmalarda hayatını kaybedenler veya uzun yıllardan beri kayıp olan kişilerle ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceğine dair henüz bir açıklama yapılmadı. Bu belirsizlik, uluslararası toplumda endişe yaratmaya devam ediyor.
Yerel basında daha önce, Bogota’daki Kaybolan Kişilerin Genetik Profilleri Bankası’nda 8 bin kimliği belirsiz cesedin bulunduğu ve bunların bilgi eksikliği nedeniyle teslim edilmediği yönünde haberler yer almıştı. Bu durum, Kolombiya’daki kayıplara dair süregelen sorunların bir yansıması olarak görülüyor.
Carmen Rosa Villa’nın açıklamaları, Kolombiya’daki zorla kaybolmalar ve kayıplar konusundaki endişeleri bir kez daha gündeme getirdi. Ülkenin iç savaş tarihinin bir parçası olan bu durum, hem aileler için bir trajedi hem de uluslararası insan hakları standartları açısından bir sorun teşkil ediyor.
Sonuç olarak, Kolombiya’nın yaşadığı bu kayıp ve kimliksizlik sorunları, adli tıp süreçlerinin güçlendirilmesi ve kayıpların akıbetinin belirlenmesi için daha fazlasının yapılması gerektiğini gözler önüne seriyor. Uluslararası toplumun, Kolombiya’daki bu durumu daha dikkatli takip etmesi ve gerekli yardımları sağlaması gerekiyor.