İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinde Filistin topraklarında başlattığı saldırılar, adeta bir soykırıma dönüşmüş durumda. Bu süreçte, kadın ve çocuk demeden masum insanları hedef alarak katliam yapan İsrail, tüm dünyanın gözü önünde Filistinlilere acımadan saldırmaya devam ediyor. Şu an itibarıyla yaklaşık 44 bin kişinin hayatını kaybettiği bu saldırılarda, her geçen gün daha fazla can kaybı yaşanıyor.
İsrail’in, dünya kamuoyunun dikkatini bu zulmün üzerine çekmesini engellemek amacıyla gazetecileri hedef alması, dikkat çekici bir durum. Gazze’deki hükümetin Medya Ofisi tarafından yapılan yazılı açıklamalara göre, bu saldırılarda hayatını kaybeden gazetecilerin sayısı giderek artıyor. 7 Ekim 2023’ten bu yana gerçekleştirilen saldırılar sonucunda, gazeteciler Zehra Muhammed Ebu Suheyl, Ahmed Muhammed Ebu Suheyl, Mustafa Hıdr Bahr ve Abdurrahman Hıdr Bahr gibi isimler de hayatını kaybetmiş durumda.
Açıklamalara göre, İsrail’in 7 Ekim 2023’te başladığı bu saldırılarda toplam 188 basın emekçisinin yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Bu durum, uluslararası kamuoyunda büyük bir infiale yol açarken, gazeteci hedef almanın da şiddetle kınandığı ifade ediliyor. Bu durumun “iğrenç” bir suç olduğu vurgulanarak, İsrail’in sorumlu tutulması gerektiği mesajı veriliyor.
Gazze’deki yetkililer, uluslararası topluma ve gazetecilikle ilgili kuruluşlara çağrıda bulunarak, İsrail’in işlediği bu suçlar için uluslararası mahkemelerde dava açılması gerektiğini belirtiyor. Aynı zamanda, soykırım suçunu durdurmak için İsrail’e baskı yapılması gerektiği vurgulanıyor. Bu durum, uluslararası insan hakları savunucuları ve gazetecilik kuruluşları tarafından da takip ediliyor. Gazetecilerin hedef alınması, bilgi edinme özgürlüğünün ihlal edilmesi anlamına gelirken, bu durum aynı zamanda insan hakları açısından son derece ciddi bir tehdit olarak değerlendiriliyor.
Özetlemek gerekirse, 7 Ekim 2023’ten bu yana yaşanan olaylar, sadece Filistin topraklarında değil, dünya genelinde büyük bir yankı uyandırmış durumda. İsrail’in uyguladığı yöntemler ve saldırılar, her gün yeni canların kaybına neden olurken, bunun yanında basın emekçilerinin de hedef alınması, bilgi akışının engellenmesine yol açıyor. Tüm bu gelişmeler, uluslararası toplumun bu duruma karşı daha etkin bir şekilde yanıt vermesinin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.