Macaristan’da, 2024 yılının 13 Kasım tarihi itibarıyla yaşanan bir olay, dünya genelinde büyük bir yankı uyandırmış ve tüm toplumda derin bir üzüntü yaratmıştır. Bu trajik olay, Amerikalı hemşire Mackenzie Michalski’nin ölümü ile ilgilidir. Michalski, Macaristan’ın Budapeşte şehrinde geçirdiği tatil sırasında kaybolmuş, ardından göl kenarında bir valiz içinde ölü olarak bulunmuştur.
31 yaşındaki Mackenzie Michalski, ABD’nin Oregon eyaletinden gelen bir hemşire olarak biliniyordu. İngiliz medyasında yer alan haberlere göre, genç kadın tatili sırasında kaybolduktan sonra, korkunç bir şekilde tecavüze uğramış ve daha sonra hayatını kaybetmiştir. Olayın üstüne, Macar polisi durumu incelemeye almış ve olayla ilgili olarak 37 yaşında bir İrlandalı şüpheliyi gözaltına almıştır.
Gözaltı sonrası yapılan sorgulamada, zanlı suçunu kabul etmiş ve Michalski’nin cesedini Balaton Gölü’nde sakladığını itiraf etmiştir. Zanlı, ayrıca genç kadının ölümünü bir kaza olarak nitelendirerek olayın detaylarını belirsizleştirmeye çalışmıştır. Ancak, cinayet sonrası yaptığı hareketler buna tam tersi bir işaret vermektedir.
Mackenzie Michalski’nin altı yıldır sevgilisi olan Reichen, olay sonrasında duygusal bir ifade ile, bu seyahati birlikte yapmayı planladıklarını ancak ayrılıklarından dolayı geziye katılamadığını belirtmiştir. Zaten, olayın hemen ardından Reichen, hemşirenin ailesiyle birlikte Macaristan’a gelerek onu arama çabalarına başlamıştır. Reichen, “Onu koruyabilmeyi dilerdim” şeklindeki duygusal sözleriyle, trajedinin getirdiği kaybı vurgulamıştır.
Şüphelinin, cinayet sonrası gerçekleştirdiği eylemler ise oldukça sarsıcıdır. İddiaya göre, katil, Mackenzie’nin cansız bedenini yeni aldığı bir valize yerleştirmiş, ardından dairesini temizleyerek cesedi göl kıyısına götürmüştür. İki gün boyunca süren olayların ardından, kiraladığı bir araç ile Batı Macaristan’daki göle ulaşmış ve burada korkunç suçunu gerçekleştirmiştir. Gizlilik içinde yürütülen bu süreç, hem yetkilileri hem de halkı derinden etkilemiştir.
Mackenzie Michalski’nin trajik ölümü, hem ABD’de hem de dünya genelinde birçok insandan tepki almış, kadına yönelik şiddet ve güvenlik sorunları üzerine çok sayıda tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Bu olay, yurtdışında yalnız seyahat eden kadınların güvenliğinin önemini bir kez daha gündeme taşımıştır. Michalski’nin durumu, birçok insan için sadece bir kayıptan ibaret değil, aynı zamanda toplumsal bir mesaj niteliği taşıyan bir olay olmuştur. Macaristan’daki bu trajik olay, tüm dünyada adaletin sağlanması gerektiğini ve kadına yönelik şiddete karşı birlik olunması gerektiğini vurgulamaktadır.
