Sosyal medya platformları, günümüzde insan hayatının merkezine oturarak günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Özellikle çocuklar ve gençler üzerinde sosyal medyanın yarattığı etkiler, genellikle olumsuz yöndedir. Bu durum, çocukların mental ve duygusal sağlıkları üzerinde derin etkiler yaratabilmekte, dikkat dağınıklığı, anksiyete ve sosyal kaygı gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Bu olumsuzlukları göz önünde bulunduran hükümetler, toplumun bu süreçte zarar görmemesi için çeşitli tedbirler almaktadır. Alınan önlemler arasında en dikkat çekenlerinden biri, sosyal medya kullanımına yönelik yaş ve süre kısıtlamalarıdır. Avustralya, bu konuda adım atan ülkelerden biri olarak, dünya genelinde örnek teşkil edecek bir hazırlık içerisinde bulunuyor.
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, yaptığı basın toplantısında sosyal medya kullanımına yaş sınırı getirilmesi konusundaki çalışmalarını değerlendirerek, sosyal medyanın çocuklara zarar verdiğini vurgulamıştır. Albanese, “Ben buna son veriyorum.” diyerek durumu net bir şekilde dile getirmiştir.
Bu kapsamda, sosyal medya kullanımına yönelik önerilen 16 yaş sınırını öngören yasanın 2024 yılı içerisinde Avustralya Parlamentosu’na sunulması bekleniyor. Albanese, bu yasanın kabul edilmesi durumunda 12 ay sonra yürürlüğe gireceğini de duyurdu. Yasa ile birlikte, yaş sınırını ihlal eden sosyal medya platformlarına belirli ceza uygulamaları öngörülmektedir.
Özellikle Meta (Facebook ve Instagram’ın sahibi) gibi büyük sosyal medya platformları, Avustralya hükümetinin önerdiği yaş sınırlamalarına saygı göstermeyi taahhüt ettiğini açıklamıştır. Ancak, diğer sosyal medya platformları olan X (eski adıyla Twitter) ve TikTok, konuyla ilgili herhangi bir yorumda bulunmamışlardır. Bu durum, toplumsal güvenliği artırmayı hedefleyen yasaların uygulanması açısından önemli bir tartışma yaratmaktadır.
Avustralya’nın bu hamlesi, dünya genelindeki diğer ülkeler için de bir referans noktası oluşturabilir. Birçok ülke, sosyal medya kullanımının gençler üzerindeki etkisini ciddiye alarak çeşitli yasalar ve düzenlemeler üzerinde çalışmaktadır. Çocukların ve gençlerin dijital dünyada daha güvende olmalarına yönelik bu tür önlemler, toplum sağlığını koruma adına büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, sosyal medya platformları deneyimleri ve etkileri açısından karmaşık bir yapıya sahiptir. Avustralya’nın 16 yaş sınırı gibi düzenlemeleri, diğer ülkelerin benzer adımlar atmasına da ilham verecek bir model oluşturarak, genç bireylerin sosyal medya etkileşimlerini daha sağlıklı ve güvenilir bir zemine oturtma çabasına katkı sağlamaktadır.