ABD’nin Illinois eyaletinin Chicago kentinde düzenlenen Filistin’e destek gösterisi, katılımcıların “Soykırıma oy yok” sloganlarıyla yankılandı. Bu etkinlik, Filistinli halkın maruz kaldığı durum hakkında farkındalık yaratmayı ve destek sağlamayı amaçlıyordu.
Göstericilerden biri olan Caleb Wassell, inşaat işçisi olduğunu ve işçilerin taleplerinin Filistinlilerin ihtiyaçlarıyla örtüştüğünü vurguladı. Wassell, başkan adaylarının kadınları korumaya yönelik politikalarını eleştirerek, “Peki ya Filistinli kadınlar ne olacak? Çocukları düşünen bir partiyseniz, Filistinli çocuklar için ne yapacaksınız?” şeklinde sorular yöneltti. Wassell, eski Başkan Donald Trump’ın savaş karşıtı bir aday olarak görülmesini “çılgınca” bulduğunu ifade etti. Ayrıca, Trump’ın savaşları “bombalar ve kaba kuvvet” ile sona erdirmek istediğini dile getirdi.
Wassell, her iki ana parti adayının hem işçi sınıfı hem de Filistinliler için “korkunç” politikalar benimsediğini belirterek, Yeşil Parti adayı Dr. Jill Stein’e oy vermeyi düşündüğünü aktardı. Bu bağlamda, işçi sınıfının ve Filistinli halkın haklarına vurgu yaparak, daha adil bir seçim politikası isteyenlerin bir araya gelmesi gerektiğini savundu.
Etkinliğin dikkat çeken isimlerinden biri olan “Latinos for Palestine” adlı kuruluşun üyesi Maria Pizarro, Latin Amerika kökenli bir birey olarak Filistin ile dayanışma içerisinde olduğunu açıkladı. Pizarro, hükümetin “her anlamda soykırıma fon sağladığını ve bunu meşrulaştırmaya çalıştığını” belirterek, “Artık buna tahammül edemeyiz. Öldürülen birçok insan, özellikle çocuklar ve yaşlılar var. Her şeyi, her kurumu, okulları ve üniversiteleri yok ediyorlar. Bu nedenle sessiz kalamayız.” dedi. Pizarro da seçimlerde oyunu Stein’e vereceğini belirtip, Kamala Harris ve Donald Trump’ın desteği hak etmediğini ifade etti.
Bir diğer katılımcı, Bosna-Hersek kökenli Amerikalı Samra Ramadan ise hem Harris hem de Trump’a destek vermeyeceğini dile getirdi. Ramadan, Harris’in Biden yönetimi altında “soykırım suçu işlediğini” ifade ederek, Trump’ın da bu konuda herhangi bir iyileşme sağlamayacağına dikkat çekti. Bu görüş, birçok katılımcının hissettiği umutsuzluğun ve hayal kırıklığının bir yansımasıydı.
Chicago’daki bu gösteri, Amerika’daki birçok topluluğun, özellikle işçi ve azınlık grupların, Filistin’deki duruma dair duyduğu endişeleri dile getirmek için bir araya geldiği önemli bir etkinlik olarak öne çıktı. Katılımcılar, daha adil bir dünya için politikacıların Filistin halkına yönelik insani yardım ve destek açısından daha sorumlu olmaları gerektiğini vurguladılar. Farklı geçmişlere sahip olan bu bireyler, özünde insan haklarına olan duyarlılıklarını ve dayanışma içgüdülerini temsil ediyordu.
Sonuç olarak, Chicago’daki bu Filistin’e destek gösterisi, yalnızca Filistin halkının maruz kaldığı duruma dikkat çekmekle kalmadı, aynı zamanda katılımcıların seçim politikalarına dair duyduğu olumsuzlukları ve hayal kırıklıklarını da gözler önüne serdi. Göstericiler, temsil ettikleri değerleri ve insan haklarını korumak adına daha aktif bir duruş sergilemenin gerekliliğini ifade ettiler.