G-QXXHXL9JW0
USD34,65
%0.02
EURO36,55
%0.48
EURO/USD1,06
%0.65
BIST9.639,77
%0.04
Petrol72,42
%0.14
GR. ALTIN2.943,32
%0.4
BTC3.305.482,45
%3.39
  1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Mide Kanserinin Gelişiminde Önemli Rol Oynayan Bakteri!

Mide Kanserinin Gelişiminde Önemli Rol Oynayan Bakteri!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 verilerine göre mide kanseri, dünya genelinde en sık görülen 6. kanser türü olarak karşımıza çıkarken, kansere bağlı ölümler arasında 4. sırada yer almaktadır.

Mide kanserinin ortaya çıkmasında ana neden olarak Helicobacter pylori enfeksiyonunun rol oynadığı keşfedilmiştir. Bilim insanları bu bakterinin mide kanserine yol açabileceğini belirleyerek, kanserin erken teşhis ve tedavisi açısından umut verici olduğunu ifade etmişlerdir.

Helicobacter pylori, Gram-negatif, flagellalı ve mikroaerofilik özelliklere sahip bir bakteri türü olarak bilinmektedir. Yapılan epidemiyolojik araştırmalar, bu bakteriye enfekte olan bireylerin %2-3’ünde mide kanseri gelişme riskinin olduğunu göstermektedir.

Mide kanserinin gelişimi, beslenme alışkanlıkları, egzersiz düzeni ve bağışıklık sistemi tepkisi gibi birçok faktörü içeren karmaşık ve aşamalı bir süreçtir. Gelişimin başlangıcı genellikle yüzeyel gastrit ile başlamakta ve H. pylori enfeksiyonu tarafından tetiklenebilmektedir. Yüzeyel gastriti takiben atrofik gastrit ve bağırsak metaplazisi gibi aşamalar gelmektedir. Bağırsak metaplazisi evresinde midenin iç yüzeyindeki hücreler, bağırsağa dönüşecek şekilde değişime uğramaktadır. Bu sürecin ardından anormal hücre gelişimi olarak adlandırılan displazi ve daha sonra adenokarsinom yani mide kanseri oluşabilmektedir.

Helicobacter pylori bakterisi antibiyotikler ile tedavi edilebilme olasılığına rağmen, bağırsak metaplazisi evresine ulaşıldıktan sonra bu tedavinin etkili olmadığı bilinmektedir. Bu bilgi, atrofik gastrit ile bağırsak metaplazisi arasındaki geçişin mide kanseri gelişiminde kritik bir aşama olduğunu ve H. pylori’nin bu süreçteki önemli rolünü açıkça göstermektedir.

Helicobacter pylori’nin hastalık yapıcı gücü, VacA adlı toksin, üreaz enzimi, peptidoglikan hücre duvarındaki proteinler ve diğer bazı faktörlerle ilişkilidir. Bu bakterinin hücrelerde yol açtığı stres, sindirim sistemini bozabilmekte, hücrelerin fenotipik değişimlerine ve doku hasarına neden olabilmektedir. Yapılan araştırmalar, bu hasarla mücadele ederken hücrelerin mide kanseri gelişiminde temel etkenden biri olabileceğini göstermektedir.

Endoplazmik retikulumun aşırı çalışması, içinde biriken yanlış katlanmış veya katlanmamış proteinlerin hücrede stres oluşturmasına neden olabilir. Bu duruma yanıt olarak endoplazmik retikulum, Katlanmamış Protein Yanıtı (UPR) adı verilen bir mekanizmayı devreye sokmaktadır. Araştırmalar, ER stresinin H. pylori kaynaklı mide kanseriyle güçlü bir ilişkisi olduğunu ortaya koymuştur. İntestinal metaplazi ve atrofik gastrit aşamalarındaki UPR aktivitesi incelendiğinde, hastalığın ilerleyen evrelerinde UPR’nin çok daha fazla aktive olduğu belirlenmiştir. Bu bulgu, bakteriyel enfeksiyonun kanser öncesi lezyonların gelişiminde önemli bir rol oynadığını göstermektedir.

ER stresi, hücrede otofajiye yani hücrenin kendi bileşenlerini sindirme sürecine de neden olabilir. Yapılan araştırmalar, H. pylori enfeksiyonunun otofajiyle ilgili genleri metillendirerek susturduğunu göstermektedir. Otofaji, hücrelerin iç dengesini korumak için kullandığı bir savunma mekanizmasıdır. Ancak bu mekanizmanın baskılanması, kanser hücrelerinde sıkça görülen bir durumdur.

H. pylori’nin otofajiyi engellemesi, hücrede reaktif oksijen türlerinin birikmesine neden olabilir ve buna bağlı olarak hücrede stres oluşabilir. Bu durum, hücrelerin kontrolsüz büyüme, çoğalma ve metastaz gibi kanser özelliklerini kazanmasına yol açabilir. Otofajinin baskılanmasıyla H. pylori enfeksiyonu arasındaki bu ilişki, mide kanserinin ilerlemesine dair önemli bir açıklama sunmaktadır.

Kronik inflamasyon, pek çok kanser türünün yayılmasında etkili bir rol oynar ve özellikle H. pylori kaynaklı mide kanserinde bu önemli bir faktördür. H. pylori enfeksiyonu gastrite neden olabilir ancak sadece küçük bir grup bireyde bu durum kansere dönüşebilir. Mukozada uzun süreli inflamasyon, yüksek miktarda azot oksit salınımına neden olarak azotlu bazların hasar görmesine ve transkripsiyon düzenleme mekanizmasının bozulmasına yol açabilir. Bu durumda tümör baskılayıcı genlerde hipermetilasyon meydana gelebilir ve bu epigenetik değişiklikler kanser gelişimine katkı sağlayabilir.

Helicobacter pylori’nin tedavi edilmezse kansere yol açabilecek ciddi komplikasyonlara yol açabileceği bilinmektedir. Bu bakteri endoplazmik retikulum stresi, inflamasyon, azot oksit birikimi ve DNA metilasyonu gibi mekanizmalar aracılığıyla mide hücrelerinin değişimine, kontrolsüz çoğalmasına ve diğer dokulara yayılmasına neden olabilir.

H. pylori enfeksiyonu olan bireylerin yalnızca küçük bir kısmında mide kanserine ilerleyen bir süreç gözlenmektedir. Erken teşhis ve doktor kontrolünde antibiyotik tedavisi gibi yöntemlerle bu bakterinin neden olduğu enfeksiyonlar kontrol altına alınabilir. Ayrıca, mekanizmaların anlaşılmasıyla birlikte, sağlıklı hücrelere zarar vermeyen yeni kanser tedavileri geliştirilmektedir. Bu çalışmalar, mide kanserinden kaynaklı ölümleri azaltma yönünde umut verici gelişmeler olarak görülmektedir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Mide Kanserinin Gelişiminde Önemli Rol Oynayan Bakteri!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

G-QXXHXL9JW0
Giriş Yap

Haber Kontak ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!