ABD Dışişleri Bakanlığı, İran’ın İsrail’e saldırı öncesinde ABD’ye bilgi vermediğini açıkladı. İran’ın BM Daimi Temsilciliği ise bu iddiayı reddetti. İran’ın İsrail’e düzenlediği füze saldırısından önce ABD’ye bilgi verdiğine dair çıkan haberler gerçeği yansıtmıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, yapılan basın toplantısında, İran’dan saldırı öncesinde herhangi bir uyarı almadıklarını belirtti. Miller, İran Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’ye diplomatik kanallar aracılığıyla uyarıda bulunduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığını vurguladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı, İran’ın saldırı öncesinde kendilerine herhangi bir bilgi vermediğini net bir dille ifade etti. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Miller, İran’ın ABD’yi saldırı gerçekleştireceği konusunda hiçbir şekilde uyarmadığını belirtti. Ayrıca İran’ın BM Daimi Temsilciliği’nin de saldırıdan dakikalar önce ABD’ye bilgi verildiği yönündeki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Miller, İran tarafından gönderildiği iddia edilen mesajların doğru olmadığını ve İran’ın benzer davranışlarını daha önce de sergilediğini dile getirdi.
İran’ın BM Daimi Temsilciliği ise ABD’ye herhangi bir ön bildirimde bulunulmadığını belirtti. New York’taki İran misyonu tarafından yayınlanan açıklamada, ABD’ye yapılan herhangi bir bilgilendirmenin olmadığı ancak saldırıdan sonra ciddi bir uyarıda bulunulduğu ifade edildi. ABD ise saldırıdan önce bazı “belirtiler” olduğunu açıklamıştı.
Tüm bu gelişmeler, İran’ın ABD’yi İsrail’e yapılan füze saldırısı hakkında bilgilendirip bilgilendirmediği konusunda netlik kazandırmadı. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ve İran’ın BM Daimi Temsilciliği’nin verdiği açıklamalar arasındaki çelişkiler devam ediyor. Bu durum, ABD ve İran arasındaki ilişkilerin zaten gerilimli olduğu bir dönemde daha da karmaşık hale gelmesine neden olabilir.
Sonuç olarak, İran’ın ABD’yi İsrail’e saldırı öncesinde bilgilendirip bilgilendirmediği konusundaki belirsizlik devam ediyor. ABD’nin ve İran’ın resmi açıklamaları arasında tutarsızlıklar bulunuyor. Bu durum, uluslararası ilişkilerdeki gerginliği artırabilir ve gelecekte daha fazla karmaşaya yol açabilir. Öte yandan, İsrail’e yönelik saldırı ve uluslararası ilişkilerde yaşanan bu tür olaylar, bölgedeki istikrarsızlığı artırabilir ve daha büyük çatışmalara zemin hazırlayabilir.