İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları devam ederken, son 24 saat içerisinde yaşanan vahşetin boyutu büyük bir trajediye işaret etmektedir. Gazze’deki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda 9’u çocuk 34 Filistinlinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu saldırılar, uzun süredir devam eden abluka altındaki Gazze Şeridi’nde yaşanan insanlık dışı bir katliamın en son örneği olarak karşımıza çıkmaktadır.
2019 yılından bu yana devam eden İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, her geçen gün daha da şiddetlenerek devam etmektedir. Başta çocuklar olmak üzere sivilleri hedef alan İsrail ordusu, skandal boyutlara ulaşan bir vahşet sergilemektedir. Bugüne kadar 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren gerçekleştirilen saldırılarda 16 bin 795 çocuk ve 11 bin 378 kadın olmak üzere toplamda 41 bin 272 Filistinli hayatını kaybetmiş, 95 bin 551 kişi de yaralanmıştır. Bu saldırılar sonucunda binlerce insanın enkaz altında kaldığı ve sivil altyapının tahrip edildiği bilgisi de ulaşmaktadır.
Gazze’deki acımasız saldırılar karşısında uluslararası toplumun sessiz kalması ve bu vahşete dur dememesi, insanlık adına büyük bir utanç kaynağıdır. Özellikle İsrail’in hastaneler ve eğitim kurumları gibi sivil altyapıyı hedef alması, savaş suçu olarak değerlendirilmelidir. Bu saldırılar sonucunda yaşanan kayıpların ve acıların derinlemesine incelenerek sorumluların hesap vermesi gerekmektedir.
Anadolu Ajansı’nın (AA) aktardığı bilgilere göre, Gazze Şeridi’nde yaşanan bu insanlık dışı saldırıların durdurulması ve bölgede barışın sağlanması için uluslararası toplumun acil önlem alması gerekmektedir. İsrail’in hukuka aykırı şekilde gerçekleştirdiği saldırılar, herkesin gözü önünde cereyan etmektedir ve bu duruma sessiz kalmak kabul edilemez bir tutumdur.
Sonuç olarak, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sonucunda yaşanan can kayıpları ve yıkım, insanlık adına büyük bir utanç vesikasıdır. Uluslararası camianın bu vahşete dur demesi ve vicdan sahibi herkesin bu konuda duyarlılık göstermesi, barış ve adaletin tesis edilmesi için önemli bir adım olacaktır. Bu tür saldırıların bir daha yaşanmaması ve masum insanların hayatlarının korunması için uluslararası toplumun bir araya gelerek ortak bir tavır sergilemesi büyük bir önem arz etmektedir.