Japonya’dan gelen deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Türkiye’nin deprem riskine dikkat çekti. Moriwaki, Türkiye’deki depremlerin doğudan batıya doğru ilerlediğini belirtti. 1939 Erzincan Depremi’nden 1999 Gölcük Depremi’ne kadar olan süreci örnek göstererek, depremlerin domino etkisi yarattığını ifade etti.
Iğdır’ın deprem riskine de değinen Moriwaki, Iğdır’ın ikinci tehlikeli bölgede yer aldığını ve büyük depremlerle karşılaşma olasılığının düşük olduğunu ifade etti. Ancak fay hattının bulunduğu için depremin imkansız olmadığını vurguladı.
Maraş Depremi’nin büyüklüğüne dikkat çeken Moriwaki, bu depremin Hiroşima’daki atom bombasından 17 kat daha büyük olduğunu belirtti. Depremlerin enerji birikimini azaltmadığını ifade eden Moriwaki, Bingöl’deki depremlerin sadece bir kısmının enerjiyi boşalttığını söyledi.
Adana ve çevresine de dikkat çeken Moriwaki, bu bölgenin deprem açısından risk taşıdığını belirtirken, Bingöl, Karlıova, Muş ve Bitlis’in de ikinci derecede deprem bölgesi olduğunu ifade etti. Ege bölgesinde büyük depremlerin sık olmadığını ancak 6,5 büyüklüğüne kadar depremlerin olabileceğini belirtti.
Marmara bölgesinin de deprem riski taşıdığını vurgulayan Moriwaki, deprem tahminlerinin zor olduğunu ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde depremlerin olabileceğini belirtti. Araştırmalarda deprem öncesi toprak yükselmeleri gibi işaretlerin uydu ile kontrol edildiğini belirtti.
Ayrıca deprem bilimcisi Prof. Dr. Naci Görür, Moriwaki’nin yer bilimci olmadığını ve sadece inşaat mühendisliği alanında konuşması gerektiğini belirterek, depremle ilgili konuşmalarını eleştirdi. Görür, “Adam inşaatçı, inşaatla ilgili konuşsa konuşsun yani, ama depremle ilgili konuşuyor” dedi.