Şaka – The Joke (Czech: Žert) – adlı roman Çek asıllı Fransız vatandaşı Milan Kundera’ın 1965 yılında yazıp bitirdiği ama ilk baskısı 1967 yılında Prag’da yapılabilmiş olan bir romanıdır. Romanın bazı bölüm ve paragrafları atlanmış olarak 1969 yılında yapılan İngilizce baskısını 1982 yılında, “ilk geçerli ve otantik versiyonu” izlemiş, romanın 1992 yılında yayınlanan İngilizce çevirisi ise eserin İngilizce basılmış en güzel hali olmuştur.
Romanın ilk baskısının yazımından iki yıl sonra gerçekleşmesi ise romanın ön sözünde “Diktatörün hoşgörüsüne değil homurdanan Çekoslovakya kamuoyuna borçluyuz kitabı” cümlesi ile açıklanır. Romanın konusu da ön sözünde belirtilen konu ile alakalıdır ve yazarın gerçek hayatta da üniversitedeki Marksist yapılanmadan atılması bu romanın konusudur.
“Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği” adlı eseri ile Türkiye’de de çok tanınan bir yazar olan Milan Kundera, on beş eseri olan, sayısız ödül almış, yazarlık mesleği yanında müzik ve sinemayla da profesyonel olarak uğraşan hayatının büyük bir bölümünü de Paris’te geçiren bir yazardır.
Yazımı 1965 yılında bittiği halde çıkartılan zorluklar nedeni ile anca 1967 yılında ilk baskısı yapılan Şaka adlı roman Milan Kundera’nın kendi öz geçmişinden önemli izler de taşır. Romanın kahramanı tıpkı kendisi gibi komünist partisinden çıkarılır. Romanın kahramanın adı da kendisi gibi babasının adıdır. Romanın kahramanı da tıpkı kendisi gibi müzikle de uğraşan, ilk müzik eğitimini de babasından alan biridir.
Kundera’nın öz geçmişinden izler taşıyan Şaka adlı bu roman Le Monde Yüzyılın Yüz Kitabı listesi’ne de alınmış, eser pek çok dile de çevrilmiştir. Şaka, sosyalist Çekoslovakya’nın alaycı bir eleştirisi olmuş; .” Bir süre sonra Kundera’nın tüm yapıtları – Şaka’nın Jaromil Jireš tarafından yapılan sinema uyarlaması dahil – yasaklandığı gibi, kendisi de yurttaşlıktan çıkarılmasına” yol açmıştır.
Şaka adlı roman 1968 yılında Çek asıllı yönetmen Jaromil Jireš tarafından filme de uyarlanmış ancak bu film Prag Baharı’nı sona erdiren Varşova Paktı istilasından sonra yasaklanmıştır.
Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği adlı romanı ile de ülkemizde tanınan bir yazar olan Milan Kundera’nın Şaka adlı bu romanı da ülkemizde oldukça sevilmiştir.
Romanın Konusu Üzerine
Ludvik, Komünist parti üyesi gösterişli, esprili ve popüler bir öğrencidir. Diğer arkadaşlarının pek çoğu gibi İkinci Dünya Savaşı sonrası Çekoslovakya’da Komünist rejime hevesli diğer arkadaşları ile üniversitedeki Marksist öğrenci yapılanması içinde aktif olarak görev de almaktadır. Neşeli bir genç olan Ludvik uzun süredir kendisinden haber alamadığı kız arkadaşına bir kartpostal yazar. Ludvik bu kartpostalin üzerine “İyimserlik insanlığın afyonudur! Sağlıklı bir ruh aptallık kokuyor! Yaşasın Troçki!” diye yazmıştır.
Bu yazı okuldaki Marksist arkadaşları tarafından yanlış anlaşılır ve Ludvik’in ifade etmek istediği duygu Marksistlere bir hakaret ve Ludvik’in Marksistlik ile alay ettiği şeklinde anlaşılır.
Fakülte Parti Örgütü Ludvik’in kız arkadaşına yazdığı bu cümleleri bir suç olarak kabul eder. Ludvik, arkadaşlarına bunun sadece bir şaka olduğunu anlatmaya çalışır. Ama bir türlü de onları bunun bir şaka olduğunu inandıramaz. Bütün öğretmenler ve arkadaşlarından oluşan yüz kişinin tamamı onun fakülteden atılması yönünde oy kullanır. İnandığı hareketin dışına atılan Ludvik’in tüm hayatı bir anda değişir.
Bunun üzerine Ludvik, Komünist Partiden atıldığı gibi okuldan da kovulur. Okuldan atılan arkadaşları tarafından da dışlanan Ludvik bir süre madenlerde çalışmak zorunda kalır. Ama yeniden ve başka bir okula giderek öğrenimini tamamlar. Kariyerinde hızla yükselen Ludvik, müzik ile de uğraşmaktadır.
Bunun üzerine okuldan atılan Ludvik, doğduğu yer olan Moravya’ya döner. Orada geçmişini hatırlayıp sorgular. İnandığı değerleri, arkadaşlarını, dünü, bugünü sorgulayan Ludvik hayatının muhasebesini de yapar. Fakat okuldan atılma süreci ona çok ağır gelmiştir.
Ludvik başarılı bir bilim adamı olmuş ancak eski arkadaşlarının yaptıklarını da hiçbir zaman unutmamıştır. Ludvik’in partiden atılmasına öncülük eden Pavel Zemanek’e karşı öfkesi hiç geçmemiştir. Ludvik bir gün Pavel Zemanek ile evlenen Helena ile tanıştır. Bunun üzerine Ludvik, eski arkadaşı Pavel Zemanek’ten intikam alabilmek için karısı Helena’yı baştan çıkarmaya karar verir.
Bunun üzerine Ludvik, Helena ile ilgilenmeye başlar. En sonunda da Helena’yı baştan çıkarmayı başarır. Fakat, Helena’yı baştan çıkarmak ve Pavel Zemanek’ten intikam almak Ludvik’i mutlu etmez. Helena ile yaşadığı bu aşk hikayesi intikam almak halinden başka noktalara kayar. Bu olay Ludvik’e başka acılar ve düşünceler yaşatan bir macera haline dönüşmüştür.