Gazeteci Tevfik Erk’in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu, aşırı sıcakların yol açabileceği sağlık risklerine karşı vatandaşları uyardı. Karcıoğlu, sıcak çarpmasının yalnızca bayılma değil, kalp krizi ve bilinç kaybı gibi ciddi komplikasyonlara da neden olabileceğini belirtti.
Yaz aylarında artan sıcaklıklar, özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik rahatsızlığı olan bireyler için büyük bir tehdit oluşturuyor. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu, sıcakla ilgili rahatsızlıkların ciddiyetini gazeteci Tevfik Erk’e değerlendirdi.
Kamuoyunda “sıcak çarpması” olarak bilinen rahatsızlığın aslında üç ayrı evrede incelendiğini belirten Karcıoğlu,
“En hafif tablo sıcaklık baygınlığıdır. Susuzluk ve halsizlikle kendini gösterir. Sıcak bitkinliğinde ise huzursuzluk, sersemlik ve geçici bilinç kaybı görülebilir. En ağır tablo olan sıcak çarpmasında vücut ısısı 40°C’nin üzerine çıkar, kişi koma, nöbet ve hayati tehlike ile karşı karşıya kalabilir” dedi.A
Fırın işçileri, inşaat çalışanları ve plaj görevlileri gibi güneş altında uzun süre kalan meslek gruplarında sıcak kaynaklı böbrek hastalıklarının da yaygın olduğuna dikkat çeken Karcıoğlu,
“Bu kişiler susama hissini beklemeden düzenli olarak bol sıvı tüketmeli. Mümkünse gölgede dinlenmeli ve günün en sıcak saatlerinde çalışmaktan kaçınılmalıdır” diye konuştu.
Uç yaş grupları (bebekler, küçük çocuklar ve yaşlılar), kalp ve tansiyon hastaları, yalnız yaşayan bireyler ile diyabet ve epilepsi gibi kronik rahatsızlıkları olanların sıcak havalarda çok daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Karcıoğlu, özellikle ilaç kullananların sıvı dengesine özen göstermesi gerektiğini de ifade etti.
Sıvı tüketiminin önemine değinen Karcıoğlu,
“İdrarın rengi su gibi olmalı. Bu, yeterince sıvı aldığımızın göstergesidir. Çay ve kahve gibi içecekler idrar söktürücü olduğu için su kaybını artırabilir. Bu nedenle su, maden suyu ve dengeli mineralli içecekler tercih edilmelidir. Sebze ve meyve tüketimi de bu açıdan faydalıdır” dedi.
Prof. Dr. Karcıoğlu, vücudun doğal soğutma mekanizması olan terlemenin önemine de dikkat çekti:
“Her bir gram terin buharlaşması, cilt yüzeyinden 600 kalori alır. Bu da serinlememizi sağlar. Terimizi sürekli silmek, bu süreci engeller. Aşırı terlemedikçe silmeyin, hatta ara sıra ıslak mendil ile vücudu nemlendirmek daha faydalı olur.”
Sıcaklardan bunalanların serinlemek için soğuk duşa yöneldiğini belirten Karcıoğlu,
“Soğuk suyla temas eden vücutta damarlar büzüşür ve ısıyı dışarı atmak zorlaşır. Bu yüzden serinlemek için ılık duş daha etkili ve sağlıklıdır” önerisinde bulundu.
Deniz kenarlarının, şehir merkezine göre daha serin olduğunu ve suya erişim sayesinde vücut ısısının dengelenebileceğini belirten Karcıoğlu, özellikle çocuklar, yaşlılar ve epilepsi hastaları’nın boğulma riskine karşı çok dikkatli olması gerektiğini vurguladı.
“Havalar sıcak, ondandır” demeyin!
Bazı vatandaşların sıcak havadaki bayılma ve halsizlik durumlarını hafife aldığlını dikkat çeken Karcıoğlu,
“Bu tür belirtiler kalp krizi veya beyin kanaması gibi ciddi rahatsızlıkların habercisi olabilir. Bilinç değişikliği, düzensiz nabız ve tansiyon oynamaları varsa vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalı” uyarısında bulundu.
Vatandaşlara özellikle şu önemli tavsiyeleri aktardı:
“Bol su için, güneşte uzun süre kalmayın, 15 dakikadan fazla doğrudan güneşe maruz kalmayın, gece ve sabah saatlerinde dışarı çıkmayı tercih edin, sık ve ılık duş alın.”