İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın, her yaştan İstanbul seyircisini Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi‘nde ağırlayacağı Açık Hava Yaz Oyunları’nın biletleri 22 Temmuz 2025 Salı günü satışa sunuluyor.
Sezon Oyunları ve Tarihler
Şehir Tiyatroları, Ağustos ayında sanatseverleri sezon boyunca büyük ilgiyle izlenen oyunları Fosforlu Cevriye, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım ve Tartuffe ile buluşturuyor.
- Fosforlu Cevriye; Suat Derviş’in yazdığı, Gülriz Sururi’nin uyarladığı, Yelda Baskın’ın yönettiği oyun, 15, 16, 17 Ağustos 2025 tarihlerinde saat 21.00’de sahneleniyor.
- Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım; Haldun Taner’in yazdığı, Yelda Baskın’ın yönettiği, 20 ve 21 Ağustos 2025 tarihlerinde saat 21.00’de sergileniyor.
- Tartuffe; Molière’in yazdığı, Orhan Veli Kanık’ın çevirdiği, Yiğit Sertdemir’in yönettiği, 23 ve 24 Ağustos 2025 tarihlerinde saat 21.00’de sahneleniyor.
Oyunların biletleri, 22 Temmuz 2025 Salı günü saat 11.00’den itibaren https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/, biletinial.com adreslerinden ve mobil uygulamamızdan temin edilebilir.
Fosforlu Cevriye Hakkında
Fosforlu Cevriye, anne babasını tanımadığı için gökteki yıldızlardan doğduğuna inanan, denizin kucağında bir sokak çocuğu olarak büyüyen ve Galata mevkiinde karnını doyurabilmek için “icra-i sanat” eyleyen bir karakterdir. Sıradan bir sokak kızı olmayan Cevriye, İstanbul sokaklarının ta kendisidir. Hastalık ve soğuktan ölüme yaklaştığı gece, karşısına çıkan esrarengiz bir Adam sayesinde hayata ve kara sevdaya tutunur. Bu Adam, daha önce tanıdığı erkeklere hiç benzemeyen, ona “siz” diye hitap eden gizli yaşayan bir idam mahkûmdur.
Cevriye, onu tanıdığı günden itibaren bambaşka bir “insan” olmuştur. Hapis, sürgün ve türlü belalara rağmen bu aşktan vazgeçmez; sevdiği için her şeyi göze alacaktır. Oyun, 1930-40’lı yılların İstanbul’unu zengin tasvirlerle sunuyor. Mahallelerin arka sokaklarında, hapishanelerde, batakhanelerde hayata tutunmaya çalışan kadınların, annelerin, çocukların ve afili delikanlıların otoriteyle olan ilişkileri çarpıcı öykülerle aktarılıyor.
Suat Derviş, 60’lı yılların başında Türkiye’ye döndüğünde siyasi, mesleki ve maddi açıdan zor bir dönemden geçiyordu. “Fosforlu Cevriye” romanını yayınevlerine teklif ediyor, ancak her seferinde reddediliyordu. Suat Hanım’ın büyük arzusu, bu eserin yayımlanmasından ziyade bir “müzikal” olarak sahneye konulmasıydı. Bu amaçla ilk görüşmeyi genç aktris Gülriz Sururi ile yaptı. Gülriz Hanım’ın da isteği, oyunu Şehir Tiyatroları’nda sahnelemekti.
Sevgiyle anıyoruz: “Karanlık bir gecede gökten düşüp parçalanan bir yıldız gibi…”
Bu oyunda, Ayşe Günyüz Demirci, Besim Demirkıran, Binnur Şerbetçioğlu, Direnç Dedeoğlu, Esra Ede, Çağatay Palabıyık, Elif Verit, Emre Yılmaz, Hakan Örge, Irmak Örnek, Nur Saçbüker Otan, Samet Silme, Tuğrul Arsever, Yağmur Damcıoğlu Namak, Yunus Erman Çağlar, ve Zeynep Ceren Gedikali sahne alacak.
Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım
Haldun Taner’in epik tiyatronun büyük ustası olarak kaleme aldığı bu eser, 31 Mart Vakası’ndan 71 Muhtırası’na kadar yaşanan bireysel ve toplumsal dönüşümlerin yanı sıra, değişmeyen temaların taşlamasını yapıyor.
Oyunda, yoksul bir aileden gelen Vicdani ile varlıklı bir ailede doğan ve servetine servet katan Efruz adlı iki zıt karakterin hikayesi anlatılıyor. Hiciv, mizah ve zaman zaman hüzünle örülü bu oyun, sınıfsal farklılıkların toplum üzerindeki etkileri, insan tabiatı, vatan sevgisi ve iyilik-kötülük gibi temel konulara dair sorular sorduruyor.
Vicdani, kendi gibi olanlara şöyle sesleniyor:
“Ey benim kardeşlerim / İbret olsun hayatım / Açın ne olur gözünüzü, / Sakın siz de benim gibi / Safçasına / Plak olmayın”
Oyunda, Alp Tuğhan Taş, Aybar Taştekin, Cafer Alpsolay, Can Alibeyoğlu, Doğan Şirin, Emrecan Karakurum, Özgür Atkın, Özgür Dağ, Seda Çavdar, Yiğit Ali Uslu rol alıyor.
Tartuffe
Zengin bir adamın, ailesindeki ve çevresindekilerin kimseyi dinlemeden evine yerleştirdiği sahtekar sofu Tartuffe’ü anlatan, bu ölümsüz eserde; inanç, aile, aşk, erkek-kadın farkları, geçmiş ve günümüz, mizah, müzik, acı, hüzün ve rahatsız edici çeşitli sahneler iç içe geçiyor.
Orhan Veli’nin harika çevirisi ve şiirlerinden bestelenen şarkıların eşlik ettiği gösteride, hayatın bu garip bilmecesini kahkahalarla karşılıyoruz.