Son zamanlarda Filistin’e yönelik saldırılarını sürdüren İsrail’e, Yemen’den önemli bir misilleme gerçekleşti. Bu olay, Orta Doğu’daki çatışmaların ve gerginliğin boyutlarını gözler önüne sererken, bölgedeki güç dengelerini de etkileyebilir.
İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada, Yemen’den fırlatılan bir balistik füzenin, ülkenin merkezi bölgelerinde sirenlerin çalmasına neden olduğu bildirildi. Bu füze saldırısının, İsrail’in Yemen’e olan mesafesine rağmen, savaşın ne denli yaygınlaştığını göstertiyor. Fırlatılan füzeyi durdurma hedefinde yapılan müdahale girişimleri ise “başarısız” oldu ve bu durum, İsrail’in savunma sistemleri hakkında endişeleri artırdı.
Füzelerin Tel Aviv’deki bir parka düştüğü ifade edilirken, bu saldırının sonucunda en az 18 kişinin yaralandığı bildirildi. Yaralıların durumu ve saldırının neden olduğu hasarın görüntüleri, olay sonrası amatör kameralar tarafından kaydedildi. Bu tür olayların, sivil halk için büyük bir tehdit oluşturduğu açıkça görülmektedir.
Yemen merkezli Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, Orta Doğu’daki güncel gelişmelere dair yaptığı bir açıklamada, “İsrail saldırganlığının Husilerin Filistinli halkı destekleme konusundaki kararlılığını asla değiştiremeyeceğini” belirtti. Bu açıklama, Husilerin İsrail ile sürdürmeyi planladıkları mücadelenin ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyuyor. El-Husi, “İsrail ile uzun bir savaşa hazırız” diyerek, çatışmanın daha da derinleşeceğinin sinyalini verdi.
Husilerin askeri sözcüsü Yahya Sare de, “Gazze’ye yönelik saldırılar durana ve kuşatma kaldırılana kadar İsrail ile mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde bir açıklamada bulunarak, Husilerin niyetini ve savaş azmini vurguladı. Bu ifadeler, bölgedeki gerilimin daha da tırmanabileceğini ve kaotik bir ortama doğru ilerleyebileceğini gösteriyor.
Yemen’den gerçekleştirilen bu son saldırının, Husilerin yukarıda belirtilen açıklamalarının hemen ardından gerçekleşmesi dikkat çekici bir durum. Bu durum, Husilerin, bölgedeki mücadelesini ve İsrail’e karşı tutumunu ne denli radikal bir şekilde savunacaklarının göstergesi olarak değerlendirilebilir. Orta Doğu’daki heyecan ve belirsizlik içinde, Yemen’in böyle bir hamle yapması, bölgedeki güç dinamiklerini daha da karmaşık hale getiriyor.
Netice itibarıyla, bu saldırılar, yalnızca askeri bir çatışma değil, aynı zamanda siyasi bir mesaj niteliği taşıyor. Çatışma, sadece askeri güç ve strateji ile değil, aynı zamanda psikolojik savaş unsurları ile de şekilleniyor. İsrail’in yaptığı bu tür müdahaleler ve Husilerin tepkileri, Orta Doğu’daki durumun ne denli karmaşık ve çok yönlü olduğunu gösteriyor.