En son okuduğum kitap, Muazzez İlmiye Çığ’ın “Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı” isimli kitabı. Büşra Sanay’la söyleşi gerçekleştirilerek yazılan kitapta Muazzez İlmiye Çığ, otuzlu yaşların verimlilik yılları olduğunu belirtiyor. Bu yaşlarda kendimize sormamız gereken en önemli sorunun “İşimi ve hayatımı ne kadar seviyorum?” olduğunu vurguluyor. Şayet bu konuda kuşkuları olan biriyseniz, bu yaşlar yeni bir hayat kurmak için en elverişli zamanlardır.
Otuz yaşıma bastığımda, ben de yaşamımı sorgulayıp, kendim için ne yaptım diye sorduğumda, bulduğum cevap kocaman bir HİÇ! olmuştu.
Geriye dönüp baktığımda, okul yaşamım olmadığı için ıskalanmış olarak nitelediğim hayatımın ellerimin arasından kayıp gidiyor olduğu gerçeğinin dehşeti, benliğimi kaplamıştı. O an bir karar verdim: “Bundan sonra yalnızca kendime emek vereceğim, kendimi geliştireceğim, beni mutlu eden ne varsa keşfedip yaşamıma dahil edeceğim. Kırk yaşıma geldiğimde şimdiki Şule olmayacağım.”
Benim için anlam ifade eden öğeler, en başta “Eğitim ve Sanat”. Ömrümün sonuna kadar uğruna çaba harcamaktan asla pişmanlık duymayacağım, bilginin, yaratıcılığın sınırsız özgürlük alanlarının bulunduğu büyülü dünyamda yeni bilgiler öğrenmeye, sanatımda üretmeye, yaratıcılığımı her daim aktif tutmaya dolu dizgin devam ederek, anlamlı yaşamımı oluşturma yolculuğumda yürüdüğüm yoluma taşlarımı döşeyerek ilerliyorum.
Kendime söz verdim: Nasip olursa seksen yaşımı görürsem, yaşam analizi yaptığımda, her anımın dolu dolu yaşandığı, aldığım her nefesi kendimi mutlu etmek için tükettiğim, her uykusuz kalışımın bana hizmet ettiği, muhteşem sonuçlar için çabalayarak tatlı yorgunluklar yaşadığım, ruhumu kanatlandıran eylemleri gerçekleştirdiğim bir hayat geçirmek; kendi en salt özümde var olan yeteneklerimi yaratım sürecinden geçirip görünür, bilinir kıldığım, ressam olduğum için yapabildiğim en büyüleyici resimleri yapıp, tablolarıma bakan insanların gözlerinde gördüğüm ışıltıyı, salt beğeni ifadesini çok fazla insanda görebilmeliyim.
Eğitim sürecinde belirlediğim hedeflerimi disiplinli çalışarak gerçekleştirmek. Sevdiklerim, ailem, çocuklarım ve dostlarımla gönül gönüle, diz dize, sağlıklı ve güvenli, huzurla geçirilen anlar; bana karşı kalbi koşulsuz sevgiyle dolu insanlarla çevrelenmiş, beni ben olduğum için seven, kabullenen benliklerden ve fikirlerden oluşturduğum sosyal çevrede yaş almak istiyorum.
Ömür yolculuğumun sonunda “keşke” kelimesini hiçbir şekilde telaffuz etmek, olumsuz duyguları hissetmek istemiyorum.
Yüreğimle, aklımla en doğru kararları verip, yaşlı tatlı bir kadın olduğumda pişmanlık duymadığım, “İyi ki” kelimesinin hücrelerime kadar işlediği, ruhumun huzur içinde olduğu, “Ne iyi yapmışım, ne kadar ‘ANLAMLI’ bir hayat yaşamışım” deyip aynada kırışmış sevimli yanaklarıma makas atıp kendime göz kırpmak istiyorum.