G-QXXHXL9JW0
USD34,42
%0.27
EURO36,40
%0.46
EURO/USD1,06
%0.46
BIST9.413,96
%-0.07
Petrol72,31
%-0.34
GR. ALTIN2.841,56
%0.25
BTC3.118.736,89
%2.52
Şule Becer
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kültür & Sanat
  4. Dikkat!!!  Çok Önemli!  Bir Diyet Manifestosu

Dikkat!!!  Çok Önemli!  Bir Diyet Manifestosu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Üstüme gelmeyin, alttan alın, beni idare edin. Bol bol iltifat edin. Sonuç: İki ay sonra evde ‘Angelina Jolie’ gibi salınıyormuş olacağım. ‘Bu manifesto bir ay salonumun baş köşesinde asılı kaldı’… Diyete başlayalı iki ay oldu; giden sekiz kiloya rağmen ben hâlâ Angelina Jolie olamadım, o kadar kolay değilmiş. Uzun vadeli, istikrarlı ve disiplinli bir şekilde ‘aç kalmak’ gerekiyormuş, onu anladım.

Üzerimde gereksiz yere taşıdığım on beş kilodan kurtulma düşüncem, televizyonda ve sosyal medyada diyet yaparak kilo verenlerde gördüğüm rahatsız edici boyuttaki kırışıklıklar yüzünden bilinçaltımda, “Böyle zayıflayacağına kilolu kal daha iyi,” diyerek beni eski düzen beslenmeye sevk ediyordu. Ta ki geçen yıl, caddede karşıdan karşıya geçerken otuzlu yaşlarda olduğunu düşündüğüm motosikletli birinin, sanki ben elinde baston, temkinli adımlarla karşıya geçmeye çalışan bir teyze gibiymişim gibi, “Geç teyzemmmmm” diye yol vermesiyle tehlike çanları çalmaya başladı.

Teyzemmmm kelimesindeki ‘m’ harfindeki vurgudan yayılarak, tüm trafiğin gürültüsünü bastırıp hücrelerime işleyen ‘merhamet, şefkat, acıma’ hissi, “Yolunda gitmeyen bir şeyler var,” mesajını verdi. İç sesim konuşmaya başladı: “Sana teyzemm dedi, sütlü tatlıları kaşık kaşık götür, tavanın dibini ekmekle sıyırmaya devam et, yirmi yaş büyük gösteriyorsun, teyzemm demesinde ne desin?”

Bu travma yetmiyormuş gibi, iki buçuk yaş civarındaki üç çocuğun parmaklarıyla beni gösterip “Nine” demesi, sağ olsun nazik ve duyarlı annelerinin “Nine değil, annecim teyze” demesiyle iç sesimin “Hayır, abla demeleri gerekiyor,” çığlıkları eşliğinde uyarı tokmağı bana bir kez daha sallanmış oldu. Ne oluyor da, yerden seksen santim civarındaki yükseklikten, ortalama kırk beş derecelik açıyla bana bakarken “Nine” görüyorlardı? Ve neden dört, beş yaş değil, iki buçuk yaş? Meselenin bu kısmını hâlâ çözemedim…

Bir yıldır dilime pelesenk olmuş bir cümle: “Benim zayıflamam için bir yıl Somali’de yaşamam lazım.” Düşüncem, televizyonda seyrettiğim Somali’yi anlatan bir belgeseli izledikten sonra kesin olarak değişti. Bizim buraların, yüz yıl öncesinin fiziksel koşulları, kültürel dokusu, düşünsel yapısının Somali’de hüküm sürdüğünü gördükten sonra, Mustafa Kemal Atatürk’ün medeniyet, uygarlık, bilim anlayışının aydınlığında aydınlanmış, güzel ülkemde, özgürlükler şehri İzmir’imde, bana göre saray olan yuvamda, güzel güzel oturup ‘diyet’ yapmak daha mantıklı geldi. Rasyonel düşünce her zaman iyidir.

Bu arayışımın neticesinde, çok sevdiğim bir dostumun önerisiyle, hayatımda verdiğim en doğru kararlardan biri olan ‘sağlıklı yaşam kulübü’ne üye olup, kilo ve beslenme kontrolümü yapan yaşam koçlarımın disiplinli yaklaşımları eşliğinde diyete başladım.

Diyete başladığım ilk günlerde tatlı ve karbonhidratı tamamen kesmem sonucu, ekmek ve tatlı tüketenlere karşı Hitler’in Yahudilere beslediği duyguları hissetmem oldukça vahimdi. İzmir’de gettolar ve gaz odaları hayali kurarken içimdeki şeytanla yüzleştim. Yaşam koçlarımın tatlı krizini yenmek için iki hurma, tokluk hissi için yeşil mercimek önerisiyle neyse ki bu sorunu da çözüp, faşizanca hislerim yerini Mahsun Kırmızıgül’ün “Kardeşlik Türküsü”nde dile getirdiği gibi, “Hepimiz kardeşiz, bu öfke ne diye?” halinde insani bir yaklaşıma bıraktı.

Hurma artı yeşil mercimek eşittir ‘Hümanist Şule’. Köyde doğup büyümeme rağmen, yanlarına iki metreden fazla yaklaşmadığım, tüylerine dokunmayı bile düşünmediğim keçi ve koyunlara, günde üç tabak salata yemem sebebiyle sempati duymaya, empati beslemeye başladım. Artık ortak bir noktamız var: ‘Ot’la besleniyoruz.  Meralarda yayılıp bitkileri yerken nasıl bir keyif alıyorlar, nasıl bir damak zevkine sahipler, onları çok iyi anlıyorum. Aramızdaki tek fark, onların ağızlarıyla yerden kopartarak yemesi; bense tabakta üzerlerine limon sıkıp çatalla yiyorum.

Dünyada insan olarak var olduğumuz için çok şanslıyız… Hedefimdeki kiloya ulaşmam gecikir de diyet biraz daha uzarsa, kelime dağarcığıma ‘meee’ diye yeni bir kelime eklenecek, az kaldı… Televizyon programlarında, gazetelerde, internette kilo vermek, sağlıklı kalmak ve kaliteli bir yaşam için verilen tüm bilgileri iki aydır harfiyen uyguluyorum.

Tüm çabalarım ve kararlılığım sayesinde, zaman makinesine binmişim, yirmili yaşlarımın başına gitmişim, masallardaki gençlik iksirini içip prensese dönüşmüşüm gibi bir duyguyu yaşamak için olağanüstü bir çaba sarf ediyorum. Bu yaz kızımla beni kardeş zannedecekler… Kesin kararlıyım…

Dikkat!!!  Çok Önemli!  Bir Diyet Manifestosu
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

G-QXXHXL9JW0
Giriş Yap

Haber Kontak ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!