Kaçar adım terk ettiler ülkelerini. Onun bunun silahlandırdıkları çocukları, kovalıyordu arkalarından. Dağdan gelmiş, bağdakileri kovuyorlardı. Altı milyondan fazla Suriyeli canlarını kurtarmak için apar topar evlerini, yurtlarını, mallarını bırakarak kaçtılar. Dünyanın birçok ülkesinde mülteci durumuna düştüler. Kaçanlardan üç milyondan fazlası Türkiye’ye sığındı.
Bu durumdan vatandaş olarak memnun kalmadık. Kimileri tek kurşun atmadan, ülkemizi ele geçirdiklerini söylüyordu. Başka bir gurup, ülkesini savunmaktan aciz insanlardan hayır gelmez diyordu. Bu grup içerisinde ben de varım. Bizim Ensar, onların Muhacir olduğunu savunanlar oldu. Bu iddiaya hiçbir zaman katılmadım. Kıçı kırık teröristten kaçan Suriyeliler, sudan sebeplerle bazı vatandaşlarımızın hayatına mal oldular. Birçok adi suça karıştılar. Kadınlarımızı, hatta çocuklarımızı taciz ettiler. Tecavüze yeltenenler oldu. Bazı Suriyeli kadınlar fuhuş batağına saplandılar.
Sosyal yardım ve ücretsiz tedavilerini sağlamak için milyarlarca dolar harcadık. Mültecilerin Türkiye’de kalması için vadeliden AB yardımları sözde kaldı. Kira ve emlak fiyatları aldı başını gitti. Bu konuda, bizim insanlarımızın aç gözlülüğü ve fırsatçılığının da etkisi vardı. Mevcut kiracıyı çıkarıp, fahiş fiyatlara mültecilere verdiler.
Herkesin ne olacak bu işin sonu dediği bir anda, gönüllü olarak dönmeye başladılar. Bu konuda akıllarda birçok soru var. Siz sormadan ben cevap vereyim. Suriyelilerin hepsi bir anda gitmez. İlla ki kalıcı olanlar olacaktır. Adam işini kurmuştur, ev almıştır, çocukları burada doğmuş büyümüştür, onlarca farklı ve geçerli sebep var. Suriye coğrafyası şu an için oldukça riskli. Büyük bir otorite boşluğu yaşanıyor.
Bu durum bazı devletlerin bile iştahını kabartıyor. Terör unsurları ülkeyi terk etmiş değiller. Ortam mezhep ve etnik çatışmalar için hazır durumda. Yağma konusu için ortam oldukça müsait. Devlet başkanı bile 135 milyar götürdü, kaçarken. Bu rakamın toplam 200 milyar dolar olduğu söyleniyor. Bu para Rusya‘yı abad edecektir. Esed‘e ne kadarı nasip olur bilinmez. Halk başkanlık sarayını yağmaladı. Terör örgütü, Suriye Ordusunun mühimmatlarını tırlarla götürmeye çalıştı. Neyse ki konvoy SİHA‘lar tarafından yok edildi. Tüm devlet teşkilatları işlerliğini yitirmiş durumda. Her şeye sıfırdan başlanması gerekiyor.
Suriyelilerin ülkelerine dönmesi parasal yükümüzü azaltmayacak, aksine artacaktır. Öyle görünüyor ki başta askeri yapı ve emniyet birimleri Türkiye’nin öncülüğünde yeniden yapılandırılacaktır. İlk günden dönüş yapan Suriyelilerin esas maksadı, kamu kurumlarında görev almak da olabilir.
Ancak her şey çok da olumsuz değildi. Bizim gençlerin beğenmedikleri işleri onlar yaptılar. Dönüşlerin başladığı ilk günden itibaren işgücü konusunda, bazı sektörlerde zafiyet yaşandı. Oysa mültecilerin daha yarısı bile gitmiş değil. Dönüşler arttıkça, işgücü sorunu artacağa benziyor. Her ne olursa olsun, gidişleri olsun da dönüşleri olmasın diye dua etmek lazım. Güle güle gitsinler, ülkelerinde mutlu olsunlar.
Sağlık ve huzurla kalın.