Türkiye’nin S400 alımını takiben F35 projesinden atılması ciddi bir krize ve Türkiye’nin NATO daki yerinin sorgulanmasına neden olmuştu, aradan geçen yıllara rağmen hala bu krizin etkileri devam etmekte. Bu sürecin devamında Türkiye’nin atmış olduğu adımları birçok insan anlayamamıştı. Bu yazımda hem bu olan biteni değerlendirmek ve gelecekte neler yapabileceğimizi tartışmak istedim.
Neler Olmuştu?
Bilindiği üzere Türk Hava Kuvvetleri’nin F4-2020 Terminator savaş uçaklarını emekli ederek yerlerine 100 adet F35A alarak bu uçakları derin darbe rolünde kullanma planı Türkiye’nin S400 alımı ile birlikte tarihe karıştı. Şimdilik bu görevi Anka 3 üstlenecekmiş gibi görünüyor. Ancak F35 programından atılmanın ardından Türkiye’nin ilk tepkisi 40 adet F-16 Block 70 alımı ve 80 modernizasyon kiti için ABD nin kapısını çalmak olmuştu. Sonunda bu siparişin onaylanması için Türkiye’nin büyük tavizler vermesi ve İsveç’in NATO’ya girişini onaylaması gerekti.
Türk Savunma Sanayisinin F35 Projesindeki Rolü
Türkiye F35 Projesinde önemli bir ortaktı ve F35 üretiminden gelen gelir Türk savunma sanayisini kalkındırdığı gibi birçok şirket için paha biçilemez bir tecrübe olacaktı.Türkiye PATRIOT yerine S400 alarak bir milyar dolar “tasarruf” ettiyse de F35 projesinden atılarak 9 milyar dolar zarar etti. Bu 9 milyar doların tamamı savunma sanayimize gidecekti ve biz bu projenin içinde kaldığımız sürece bu miktar artmaya devam edecekti. F35 bize bir nevi bedavaya gelmiş olacaktı.
Evet F35 Programından atılmanın Türkiye’yi MMU projesini hızlandırmaya ittiği söylenebilir ancak bu hızlanmanın bir bedeli var. MMU’nun hızlanması için ne fedakârlıklar yapıldığını, başka hangi projelerin ertelendiğini bilmiyoruz.
F35 in Türk Hava Kuvvetleri Açısından Önemi
F35 Technology Refresh 3 ve en son Block 4 versiyonu ile bize göre F22 nin bile çok üzerinde bir silah sistemine evrilmektedir. Uçağın kinematik performansı bakımından herhangi bir gelişme yaşanmasa da, bir silah sistemi olarak etkinliği giderek artmakta. GaN temelli çok güçlü yeni AESA radarı, elektronik harp sistemleri, elektro-optik sensörleri ve sensör füzyonu gibi konularda dünyanın şüphesiz en iyisi. Yeni geliştirilen bir adaptör sayesinde gövde içindeki 4 ve 8 numaralı salarlarda çift AIM-120 taşınarak ateş gücünde de %50 bir artış sağlanmış olacak.
Hala gerekli mi?
Fakat sistemin nitel kalitesi ile nasıl kullanılacağı bambaşka konulardır. Şu ana kadar binin üzerinde üretilmiş ve bir çok ülkenin envanterine girmiş bir sistemi her ülkenin farklı şekilde kullanacağı aşikardır. Bizim için NATO tatbikatlarına kendi F35 lerimizle katılıp başka ülkelerin bu sistemi nasıl kullandığını görmek şüphesiz ki faydalı olacaktı. Bunun da ötesinde sistemin güçlü ve güçsüz yanlarını görmek, MMU açısından bize daha iyi bir vizyon verecek, kendi yaptığımız sistemden ne istediğimizi daha iyi anlayacaktık. Bu sadece operasyonel kullanım anlamında değil bakım ve idame konusunda da geçerli. Projenin ekonomik faydalarını kalıcı olarak kaybetmiş olsak da sırf bu sebepten az sayıda da olsa bir veya iki filo F35 almamız bizim için iyi olacaktır.
Gelecek için Alternatifler
F16 Block 70 alımı için bizi bu kadar uğraştıran, ABD’nin bize F18E veya F15EX satmayacağı aşikardır. EF-2000 Typhoon dışında bir alternatifimiz yok. Bu uçağın GaN temelli AESA radarı Yunanistan’ın almış olduğu Rafale’in burnundaki GaAs temelli radardan çok daha üstün, Transmitter/Receiver modül sayısı daha yüksek ve bu modüllere herhangi bir aşırı ısınmaya sebep olmadan daha fazla enerji verebiliyor ve Meteor füzesi yeni aldığımız AIM-120 C8 dahil elimizdeki herşeyden daha iyi.
Bu uçak sadece kısa vadede Yunanistan’ın Rafale alımına bir cevap olmak ve F4 ü emekli etmenin ötesinde MMU Kaan hizmete girdikten sonra bile uzun menzilli füzeleri ile bizim için kullanışlı olmaya devam edecektir ancak Almanya engelinin nasıl aşılacağı bir muamma. Almanya’da iktidarda bulunan Olaf Scholz hükümeti giderek elindeki siyasi kapitalini tüketmekle birlikte AfD nin yükselişi durmuş gibi görünüyor ancak seçimlere bir buçuk yıl kadar bir zaman var ve her şey olabilir.
Peki Sukhoi Su-57? Su-75? veya J20 olmaz mı?
Olmaz.
Sonuç
Hiçbirşey kesin olmamakla birlikte Kaan’ın en erken 2030 da üretime girmesi bekleniyor ve üretim hızı ayda iki adet olarak öngörülüyor (Temel Kotil’in Resmi Açıklaması)
Neticede Türk hava kuvvetlerini çok zor bir 10-15 yıl beklemektedir. Çevremizde Yunanistan ve İsrail gibi ülkeler F35 aldığı, Pakistan’ın bile AESA radarlı J10C uçurduğu bir döneme girdik. 10 yıl önce bölgemizde en güçlü hava kuvvetine sahipken günümüzde İHA lara sırtımızı yaslamış durumdayız ve bu konuda da çevremizdeki ülkeler boş durmuyor.
Doğu Akdeniz’de sular bu kadar ısınmışken havada bu kadar güçsüz kalmamız kabul edilebilir değil.