Fenerbahçe, kazanmak zorunda olduğu bir maça çıktı
Fenerbahçe sahasında yine kazanmak zorunda olduğu bir maça çıktı. Rakip bu senenin sürpriz takımlarından Göztepe idi. Özellikle maliyet olarak ucuz, yetenek olarak kaliteli ve yaş ortalaması genç oyuncu topluluğundan oluşuyordu.
Maça Fenerbahçe iyi başlamadı
Maça Fenerbahçe iyi başlamadı, futbolcularda stres vardı. Maç eksiği ile rakibinin 9 puan gerisindeydi; aksi bir sonuçta puan farkı böyle kalacaktı. Olumsuz düşünceler oyunun şeklin de olumsuz etkiledi. Göztepe, ilk yarı genelinde sahayı güzel parselledi, Fenerbahçeli futbolculara hareket alanı bırakmadı. Tabi bu kötü oyunun nedenlerinden en önemlisi de üçlü defans ısrarıydı Mourinho’nun. İlk devre Göztepe’nin Juan’nın ayağından bulduğu golle 0-1 önde girdi.
İkinci devreye değişikliklerle başlandı
İkinci devreye Kostić ve Maximin değişikliği ile başladı. 55 saniye sonra En-Nesyri’nin ayağından golü de buldu. Peş peşe gelen gollerden sonra 3-1 öne geçti; dakikalara baktığımızda 10 dakikada 3 gol attı. Siyahla beyaz kadar fark vardı ilk devre ile ikinci devre arasında. Takımın 4’lü defans ritmi, ahengi alışkanlığı vardı; üçlü oynamanın gereksiz olduğunu düşünüyorum. Mourinho’nun da ısrarından vazgeçmesi çok değerliydi.
Göztepe, güzel futbol oynayan takımlardan biri
Göztepe ise ligimizin güzel futbol oynayan takımlarından başında geliyor; maçın sonuna kadar maçı bırakmadılar. Taktik olarak aşırı sert futbolu benimsediler. Maçın hakemi Atilla Karaoğlan, yapılan sert faullerde kartına başvurmadı, kasti fauller vardı, özellikle Göztepe’nin yaptığı. Atilla Hoca formsuz bir günündeydi. Fenerbahçe ikinci devrede bambaşka bir kimliğe büründü ve maçı kazanmasını bildi.
Takip devam ediyor.