Süper Lig‘in son haftasında beklenenler oldu, lider Galatasaray Konya’da Konyaspor‘u geçti; Fenerbahçe ise İstanbulspor’u sahasında farklı yendi.
Böylesine bir ligi ben hiç hatırlamıyorum, şampiyonluğu kaybeden Fenerbahçe tam tamına 99 puan toplamış, 38 maçta sadece 1 mağlubiyet 6 beraberlik almış. Yani alınabilecek puanları toplamış, Galatasaray ve Beşiktaş‘la oynadığı 4 derbi maçından 3 galibiyet 1 beraberlik almış; yani böylesine başarılı bir istatistik çizmiş. Peki tüm bunlara rağmen sonuç ne derseniz? Sonuç sonuna kadar hakkı olduğu halde nedendir bilinmez! Kaybedilen şampiyonluk, bunun cevabını ben veremem. Sadece milyonlarda izleyip gördü diyebilirim. Ben açıkçası burada İsmail Kartal hocayı eleştiremem. Hoca elinden geleni yapmıştır. Yıldızlar topluluğundan oluşan futbolcularını iyi motive etmiş, dengeleri korumuş ve sağlamıştır; gerek taktik gerekse kondisyon anlamında takıma katkılarını sunmuştur.
Sezon genelinde dönem dönem hakem hataları da olmuştur ve bunlar maç sonuçlarına yansımıştır. Bunlar belki ince ayrıntılar olabilir dense de, futbol hatalar oyunudur. Her kim, futbolcularda hata yapsa bu takıma olumsuz anlamda yansır.
Kolay değil, 1 sene emek veriyorsunuz, gecenizi gündüzünüze katıyorsunuz, çalışıyor çabalıyorsunuz ancak olmadı mı olmuyor. Fenerbahçe de durumun özeti bu.
Skor yazarlığı hiç tasvip etmediğim bir düşünce modelidir. Maçı kazandığınız zaman övgü, herhangi bir puan kaybında ise eleştiri yağmuruna tutulan bir futbol ikliminde yaşıyoruz maalesef. Sezon geneline tam anlamında bakılması ve analizlerin ona göre yapılıp eleştiri mekanizmasının çalıştırılmasını düşünenlerdenim. Ve hakem hatalarının ligin genelinde maçlara ve skorlara etkilerinin de irdelenmesini düşünüyorum.
Sezonun son yazısında; ligi genel anlamda düşüncelerimi sizlerle yansıtmak istedim.
Sanıyorum çok uzun zaman böyle bir ligi göremeyiz. Şampiyon olan Galatasaray 102 puanla averajı +66, lig ikincisi Fenerbahçe ise 99 puanla averajı +68.
Şampiyonluğu kazanan Galatasaray‘a tebriklerimi sunuyorum, bir tebrik de İsmail Kartal Hocaya; yerli yersiz tüm eleştirilere rağmen, bir an bile konsantrasyonunu bozmayan, adeta tesiste sabahlayan takımını nasıl daha iyi oynatabilirim derdinde olan İsmail hocaya da tebriklerimi iletiyorum.