Haftalardır konuşulan derbi mücadelesi başladığı gibi bitti. Eşitlik bozulmadı.
Aslında her iki takımda bire bir savunma düşüncesiyle oyuna başladı. Kısa alanda yapılan presler top kullanma imkanını engelledi. İş karambol pozisyonlara kaldı. İlk yarı genelinde Fenerbahçe’nin faul gerekçesi ile sayılmayan golü haricinde tek pozisyon dahi yoktu.
Hakem Slavko Vincic iyi niyetliydi. Ancak taraftar baskısından etkilenmiş gibiydi. Tecrübeli olmasına rağmen kararlarında tutarsızdı. Normal bir Şampiyonlar Ligi maçını yönetse bu kadar strese girmezdi, diye düşünüyorum.
Fenerbahçe’de özellikle genç Yusuf Akçiçek ve Fred’i çok beğendimi söylemeliyim. Ayrıca Škriniar’ında Osimhen’i sahadan sildiğini söylesek, yanlış olmaz. Kalede İrfan Can’ın kendine olan güveni maçta kendini gösterdi.
Ev sahibi Galatasaray’ın oyun mantığı; sert futbol üzerineydi. Kasti yapılan faullerde, sakatlamaya yönelikti. Sarı-Kırmızılı ekibin düşüncesi; yenilmeyeyim ve puan farkını koruyayım mantalitesinde olduğu aşikardı. İstediğini de aldı.
Haftalardır konuşulan Galatasaray – Fenerbahçe maçı oynandı ve sonuçta kârlı çıkan renkler sarı-kırmızı oldu. Lig uzun bir maraton. Neyin ne olacağı belli olmaz.
Ancak avantajın Galatasaray’da olduğunu da unutmayalım.
