Futbol Aynı Zamanda Bir Tiyatro Sahnesi
Futbol, kimilerine göre sadece sahada oynanan bir oyun değil. Aynı zamanda zihin oyunları, psikolojik savaşlar ve bazen de vicdanları manipüle eden bir tiyatro sahnesi. Ve bu sahnede ustalıkla rol kesenler, başarıyı bazen taktikle değil algıyla inşa eder. Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Konyaspor maçının ardından yaptığı açıklamalarla bu tiyatronun başrollerinden birini kimseye bırakmayacağını bir kez daha gösterdi. Maç boyunca hakem kararlarına dair ciddi soru işaretleri varken, Buruk’un bunları görmezden gelip ertesi gün oynanacak Fenerbahçe–Göztepe maçının hakem kararlarını merak ettiğini açıklaması, klasik bir algı yönetimi hamlesiydi.
Peki, Bunu Nasıl Yorumlamalıyız?
Rakibini analiz etme isteği mi, yoksa kendi takımına yöneltilen eleştirileri perdeleme çabası mı? Asıl gerçek şu ki, Galatasaray’ın kazandığı birçok maçta hakem kararlarının izi var. Verilen, verilmeyen penaltılar, kritik anlarda yapılan hatalar ve oyunun yönünü değiştiren düdükler… Bütün bunlar ortadayken, Buruk’un özellikle Fenerbahçe maçları öncesinde yaptığı açıklamalar “Cambaza bak” taktiğinden başka bir şey değil.
Konyaspor Başkanı Ömer Korkmaz’ın Açıklamaları
Konyaspor Başkanı Ömer Korkmaz’ın açıklamalarına da kısaca değinmek gerek. Korkmaz, Ahmet Kutucu’nun net bir kırmızı kart pozisyonunda oyunda kalmasına tepki göstererek, “Eyüpspor’da oynuyor olsaydı bu pozisyonda kart görmez miydi?” diye sordu. Bu sözler, Türk futbolundaki adalet anlayışının ne hale geldiğini acı bir şekilde özetliyor.
Tartışmalı Galibiyetleri Örtbas Etme Çabası mı?
Okan Buruk’un iç dünyasında neyin daha baskın olduğunu gerçekten merak ediyorum. Teknik direktörlük mü, yoksa akıl oyunlarıyla zemin kaydırmak mı? Ancak bu durumu sadece “tartışmalı galibiyetleri örtbas etme çabası” olarak yorumlamak belki biraz eksik olur. Süper Lig gibi sürekli gerilim üreten bir arenada, elbette her teknik adam kendi takımını savunur. Ama bunu yaparken Galatasaray lehine yapılan hakem hatalarına kör kalıp, algı operasyonlarıyla futbolu yönlendirmeye çalışmak, en hafif tabiriyle etik dışı bir stratejidir.
Yavuz Hırsız…
Sanırım burada, eskilerin sıkça telaffuz ettiği bir deyimle durumu özetlemek mümkün; “Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır.” Futbol adaletin, eşitliğin ve centilmenliğin hüküm sürmesi gereken bir spor mu, yoksa saha içi kadar saha dışındaki söylemlerle de dizayn edilebilecek bir sektör mü? Bazılarına bu soruyu tekrar tekrar sormak gerekiyor.
Okan Buruk’un Tavrı
Okan Buruk’un tavrı yeni değil ve muhtemelen son da olmayacak. Ne sorumluluk, ne etik, ne de sağduyu ile açıklanabilecek bu yaklaşımı, futbolu bir başarı hikayesinden çok, bir manipülasyon arenasına çeviriyor.
Yemezler!..
Kusura bakma Okan Hoca yemezler; Hiç kimse senin zannettiğin kadar saf değil. Akhisar’ı çalıştırırken adalet diye feryat eden bir teknik direktörün, bugün nasıl bir rol üstlendiğini herkes net ve de açık bir biçimde görüyor.
Kalın sağlıcakla.