G-QXXHXL9JW0
USD34,44
%-0.11
EURO36,12
%-0.3
EURO/USD1,05
%-0.06
BIST9.367,77
%3.72
Petrol74,24
%1.96
GR. ALTIN2.959,17
%-0.1
BTC3.376.043,23
%3.36
Cengiz Saltaoğlu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kültür & Sanat
  4. Türkler Anadolu’ya ne Zaman Gelip Yerleştiler?

Türkler Anadolu’ya ne Zaman Gelip Yerleştiler?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu yazı Dr. Cengiz SALTAOĞLU’nun ‘Unutulmuş Bir Geçmişten Oğuz-Kıpçak Sesler (Esatlı Yazıtları, I-II)” adlı 2 ciltlik kitabının giriş bölümünden alınmıştır.

(Daha okunaklı olması için paragraflar arasına metin içindeki önemli cümleler ara başlık olarak kullanılmıştır. Meraklıları için eserin tamamının linki en altta verilmiştir.)

Dr. Cengiz Saltaoğlu: Tıp doktoru ve tıpdışı bir uğraş olarak Türklükbilimde bağımsız araştırmacı. Özellikle Türk oyma yazıtlarıyla ilgileniyor ve üzerinde çalışıyor.

Türkler Anadolu’ya ne zaman gelip yerleştiler?

Türkler Anadolu’ya ne zaman gelip yerleştiler? Bu sorunun yanıtı yaygın olarak ve genellikle “Selçukluların 1071 Malazgirt utkusundan başlayarak” olmuştur. Aslında, Türklerin 1071’den önceki yüzyıllarda da Anadolu’ya birkaç kez girdikleri bizzat Bizans kaynaklarından bilinmektedir. Örneğin, MS. 395-396 yıllarında, Avrupa Hunlarının doğu kanadınca düzenlenip Kafkaslar üzerinden Suriye’ye dek inen ve sonra Karadeniz’in kuzeyine geri dönen, iki yıl süreli bir seferde Hunlar Basık ve Kursık adlı iki başbuğun komutasında Doğu ve Orta Anadolu’yu bir süreliğine işgal etmişlerdir.

Sabar Türklerinin Anadolu’ya Girişi

Bundan 120 yıl sonra ise, bu kez de Sabar (Sabir) Türkleri MS. 516’da yine Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya girerek Kayseri, Ankara ve Konya dolaylarına dek ilerlemiş ve Doğu ve Orta Anadolu’yu bir süreliğine işgalleri altında bulundurmuşlardır. Şurası kesindir ki Türkler bir daha çıkmamak üzere son kez geldikleri 1071 yılından çok daha önceleri de Anadolu’ya çeşitli zamanlarda akınlarla girmişler ve orduları kısa süreli işgallerde bulunmuşlardı.

Asıl Soru: İlk Yerleşim

Dolayısıyla, burada asıl sorulması gereken soru Türklerin Anadolu’ya ilk ne zaman geldikleri değil fakat “ilk ne zaman yerleşmiş oldukları” sorusudur. Bu soruya verilen alışıldık “Selçukluların 1071 Malazgirt utkusundan başlayarak” yanıtı genel bilinirliğine karşın, açıkça yanlış bir yanıttır.

Bizans’ın Türk Yerleştirme Çabaları

Bu yanıt, çeşitli Türk boylarıyla ilgili olarak bizzat Bizans Devletinin birtakım amaçlarla Anadolu’ya erken dönemlerde yapmış olduğu yerleştirmeleri göz ardı etmiş bulunmaktadır. Bizans Devleti daha 6. yüzyılın başlarından itibaren, o sırada Avrupa Hunlarının ardından Doğu Avrupa’nın büyük bir bölümünü ellerinde bulunduran Türkleri (Bulgar ve daha sonra da Avar Türklerini) bir yandan Hıristiyanlaştırmaya, bir yandan da askeri hizmete almaya ve Anadolu’ya yerleştirmeye çalışmıştır.

Bulgar Türklerinin Anadolu’ya Geçişi

530 yılında Bizans ordularınca bozguna uğratılan Bulgar Türklerinin bir bölümü Anadolu’ya geçirilmişler ve Trabzon yöresi ile Çoruh ve yukarı Fırat bölgelerine yerleştirilmişlerdir. Bundan iki yüzyıl sonra ikinci bir Bulgar Türkü yerleştirmesi olmuştur. 755 yılında Bizans İmparatorluğu Bulgar Türklerinden bir bölümünü Anadolu’ya geçirmiş ve 2 Müslümanlar ile savaşmak üzere Tohma ve Ceyhan havzalarına yerleştirmiştir.

Avarların Anadolu’ya Yerleştirilmesi

Bu tarihten iki yüzyıl sonra yine Bulgar Türkleri ile ilgili bir kayıt görülür. 947’de Sayf al-Davla ile Bardas arasında olan savaşta Rum generalinin yanında önemli miktarda ücretli Bulgar askeri bulunmuştur ki bunlar Kapadokya bölgesine aktarılan Türk Bulgarlardır. Bulgar Türklerinden başka, Bizans Devleti Anadolu’nun çeşitli yerlerine, çeşitli tarihlerde Avarları da yerleştirmiştir.

Anadolu’nun Demografik Değişimi

577’de imparator II. Justin İranlılar ile savaşmak üzere Avarlardan bir bölüm halkı maiyetine almış ve Anadolu’ya geçirerek doğu bölgelerine yerleştirmiştir. Yine, 620 yılında imparator Heraclius İranlılar ile savaşmak üzere Avarlardan bir bölümünü yanına çekmeyi başarmış ve bunları İran sınırına göndermiştir. Bu yerleştirmelerin anıları bugün de Anadolu’da “Bulgar” ve “Avar” adlarını içeren çeşitli yer adlarında yaşamaktadır.

Türk Boylarının Hıristiyanlaştırılması

Bizans Devletinin, askeri hizmetlerde kullanmak veya bitmek bilmeyen savaşlar, salgın hastalıklar gibi yıkıcı ve tüketici çeşitli nedenlerle Anadolu’nun, özellikle de toprağı işleyecek köylü nüfusunun iyice azalmış olduğu çeşitli bölgelerini şenlendirmek gibi amaçlarla, savaş ya da barış yoluyla ilişkide bulunmakta olduğu çeşitli Türk boylarını Hıristiyanlığa geçirerek Anadolu’nun birçok bölgelerine yerleştirme siyaseti, en sonunda Selçukluların Anadolu’yu bütünüyle açtıkları 1071 tarihine dek sonraki yüzyıllarda da sürmüş ve Bulgar ve Avar Türklerinden sonra Uzlar, Peçenekler ve Kuman-Kıpçaklardan çeşitli Türk toplulukları da bu yolla Bizans’ın Anadolu’daki Hıristiyan uyrukları arasına katılmışlardır.

Selçuklular ve Hıristiyan Türkler

Şurası bir gerçektir ki Selçuklular Anadolu’ya girdiklerinde, buralarını Hıristiyan olmuş Türklerle yerleşilmiş bulmuşlardı. O sırada Anadolu’nun yerli halkından bu Hıristiyan Türkler’in bir bölümü daha sonra Müslüman soydaşlarına uyarak İslamiyet’e geçmiş fakat Türkçeden başka bir dil bilmeyen, Ortodoks Hıristiyan Karamanlı Türkleri gibi önemli bir bölümü de Hıristiyanlıkta kalmayı sürdürmüşlerdir.

Cumhuriyet Dönemi ve Nüfus Mübadelesi

Selçuklu’da ve daha sonra da Osmanlı’da, müslüman Oğuz Türkünün gözünde dinsel kimliklerinden ötürü yüzyıllarca “Rum” milletinden sayılmış olan bu Hıristiyan Türklerin hemen tümü Cumhuriyet döneminin başlarında Yunanistan’la yapılan nüfus mübadelesinde, “gerçek Rumlarla” birlikte, çoğusu Türk kökenli müslüman nüfusla değiştokuş edilmiştir.

Hıristiyanlaştırma Siyaseti

Bizans’ın, temelinde dinsel kimlik sanlığı üzerinden özümleme ve bağlılık sağlama amacını güden öncelikle ve üsteleyerek Hıristiyanlaştırma siyaseti gereği Hıristiyanlığa geçirerek Anadolu’nun çeşitli yerlerine yerleştirmiş olduğu Türk topluluklarının başlangıçta Hıristiyanlığı ne ölçüde benimsemiş oldukları sorgulanabilir.

Eski Türk Geleneği ve Kaya Resimleri

Aslında, en azından iki üç kuşak, nereden bakılsa, 50-100 yıl eski inanış ve geleneklerin bırakıl(a)mamış olacağını beklemek son derece mantıklıdır. Şurası yadsınamayacak bir olgu olmalıdır ki söz konusu Türk toplulukları birkaç kuşak içerisinde yeni dinin (Hıristiyanlığın) (“pagan” özdeğerleri) yasaklamasıyla tümüyle bırakmadan önce, Avrasya’dan getirdikleri ve Türk Tengri dininin ayrılmaz bir parçası olan Eski Türk kaya resimleri ve yazıtlar geleneğini Anadolu’da bir süre daha uygulamış, belki de kestirilebilecek olandan çok daha uzun bir süre boyunca sürdürmüşlerdir.

Anadoluya Sürekli Yerleşim

Bizans’ın 500 ile 1000 yılları arasında, yani, tam da “Eski Türkçe Dönemini” kapsayan bir zaman dilimi içerisinde Anadolu’ya arka arkaya yaptığı Türk yerleştirmeleri bu sürekliliğe kuşkusuz çok temel bir katkıda bulunmuştur. İşte bizim bugün Anadolu’daki çeşitli kaya resmi alanlarında gün ışığına çıkarmaya başlamış bulunduğumuz oyma yazılı belgeler çok büyük ölçüde, bu yerleştirilmiş Türk topluluklarından kalmış olmalıdır.

Eski Türk Kaya Resimleri Geleneği

Yukarıdaki, “Türklerin Anadolu’ya ilk ne zaman yerleşmiş oldukları” sorusunun bildik yanıtını geçersiz kılan bir başka olguysa, Avrasya Eski Türk kaya resimleri geleneğinin Anadolu’daki uzantısı konumundaki kaya resimleri alanları ve bu alanlardaki Eski Türk oyma (runik) yazılı belgelerinin, bilinmezliğin karanlığından artık gün ışığına çıkmaya başlamış bulunmasıdır.

Kaya Resimleri; Tüm İnsan Topluluklarının Bir Geleneği

Konuyu ilerletmeden önce, söz konusu “Eski Türk kaya resimleri geleneği” hakkında kısaca bilgi vermenin okuyucu için yararlı olacağı kanısındayım. Öncelikle, kaya resimleri yapmanın yalnızca Eski Türklere özgü bir gelenek olmamış olduğunu belirtmek gerekir. Amerika yerlileri, Avustralya yerlileri, Afrika yerlileri ve Avrupa’nın eski halkları gibi çeşitli kökenden eski insan topluluklarının da tarihöncesi zamanlara tarihlenen kaya resimleri yapma gelenekleri bilinmektedir.

Kaya Resimlerinin Özgülüğü

Ancak, bekleneceği üzere, tarihsel, kültürel, yerbilgisel, vb. açılardan birbirlerinden ayırtlı olan bu insan topluluklarının bırakmış oldukları kaya resimleri de biçem, içerik, anlatım vb. bakımlardan yine birbirlerinden belirgin ayırtlılıklar ve kendine özgülükler taşımaktadır.

Ankara Güdül Salihler Köyü kaya resimleri alanında bizim açımızdan en dikkat çekici yönlerden birisi Eski Türk runik alfabesiyle yazılmış yazıtların bulunması…. Ankara Güdül Salihler Köyü kırsalındaki kaya resmi alanlarında saptanan runik yazılı belgeler Türklerin Anadolu’daki çok eski varlığı ve sahipliğinin birer doğrudan kanıtı ve tapu senedi konumundadırlar. Bu yazıtlar kuşkusuz, Türklerin 1071 yılından çok daha önceleri de Anadolu’da bulunmuş ve yerleşmiş olduklarına ilişkin doğrudan birer kanıt oluşturmaktadırlar.  (Dr. Cengiz Saltaoğlu) 

Kaya Resimleri ve Türk Kimliği

Bu noktada, kendimizi okuyucunun yerine koyarak şöyle bir soru sormamız kanımca anlamlı olacaktır:

Engin Avrasya coğrafyasına dağılmış yüzlerce kaya resimleri alanının en azından, tarihte Türklerin yoğunlukla yaşamış ya da elinde bulundurmuş olduğu veya göç yolları üzerinde bulunduğu kesin olarak bilinen bölgelerdeki büyük bölümü için ‘Eski Türk kaya resimleri geleneği’ gibi sanlık bildiren bir anlatımda nasıl bulunabiliyoruz?”

Servet Somuncuoğlu’nun Görüşleri:

Bu sorunun açık ve yalın yanıtını, TRT Televizyonu eski yapımcı-yönetmenlerinden ve aynı zamanda Avrasya coğrafyasının çeşitli yerlerindeki 150 dolayında kaya resimleri alanını ziyaret ederek bizzat alan çalışmaları yapmış ve karşılaştırmalı kaya resimleri bilgisinde geniş bir birikime sahip araştırmacı rahmetli Servet Somuncuoğlu’ndan alalım:

“Bugüne kadar kaya resimleri alanlarında batı kaynaklı yapılmış birçok araştırma var. Bu araştırmalarda alanların birbiri ile mukayesesi yok. Daha çok alanlarda yer alan resimlerin antropolojik ve simgesel anlamlarını çözümleme yönünde sonuçlar var ortada. Fakat alanların karşılaştırmasına girince yapılmış olan bu tespitlere katılmak hiçbir şekilde mümkün olmuyor, tespit edilmiş simgesel anlamlarda kaymalar belirgin olarak ortaya çıkıyor. Ayrıca temel tespitlerde de es geçilen bir nokta var; kaya resmi alanlarında bizim karşılaştığımız tek yazı, Orhun Anıtlarında kullanılan ve ‘Tarihi Türk Alfabesi’ ya da ‘Runik Türk Alfabesi’ olarak isimlendirilen alfabenin harfleriyle yazılmış satırlar oluyor. Kısa cümleler halinde yazılmış bu yazıtların hemen hemen hepsi dua ve dilek metinlerinden oluşuyor. İşte bu küçücük metinler, kaya resmi alanlarının ibadet, inanç ve anıt mezarlık alanları olduğunu çok açık olarak ispat ediyor.”

Kaya Resimleri ve Türk Kimliği

Bu alıntıda Somuncuoğlu’nun da belirttiği gibi, bu kaya resmi alanlarının Türk kimliğine sanlığı konusundaki başta gelen kanıt bu alanlarda kaya resimleriyle birlikte karşılaşılan tek yazı türünün hemen tümüyle Eski Türk oyma yazısı olmasıdır ve bu, Anadolu’da bugün bilinen Türk kaya resmi alanları için de bütünüyle doğrudur. Türk kaya resmi alanları için yazı dışında, buna eşdeğerde önemli ikinci kanıt ise, kaya resimleriyle birlikte ya da ayrı olarak kayalara kazınmış Türk boy damgaları ile bu alanlara atılmış olan Türklük imzasıdır.

Devamı için:

https://www.academia.edu/38883917/UNUTULMU%C5%9E_B%C4%B0R_GE%C3%87M%C4%B0%C5%9ETEN_O%C4%9EUZ_KIP%C3%87AK_SESLER_ESATLI_YAZITLARI_I_II

Türkler Anadolu’ya ne Zaman Gelip Yerleştiler?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

G-QXXHXL9JW0
Giriş Yap

Haber Kontak ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!