Diyalektiğin en önemli kurallarından biri karşıtların birliği ilkesidir. Bu yaklaşımı ülkemizin güncel durumu üzerinde düşünerek, yeni gelen kuşağa önemli mesajlar aktarabiliriz. Bugün, yaşamın acı gerçekleriyle yüzleşirken, kavramlarımızın anlamını yitirdiğini ve bazı kelimelerin tarih sahnesinden silindiğini görüyoruz.
Kavramların Anlamı
Emperyalizm gibi önemli bir kavramın, bazıları tarafından eskimiş olarak görülmesi, derin bir yanılgının göstergesidir. Bu kavramı terk etmek, insanlığın kurtuluş yolundaki adımları küçümsemektir. Oysa ki, insanlık her yeniliği, nihai özgür ve eşit bir dünyanın inşasında birer basamak olarak değerlendirmelidir.
Günümüz Türkiye’sinde, bireylerin ve aydınların birbirlerini incitmeleri, toplumsal barışın önüne set çekmektedir. Karanlık bir çağın üzerimize çökmüş olması, bireyler arasındaki iletişimsizliğin ve içe kapanmanın bir sonucudur. Bu, yavaş yavaş her birimizi adı konulmamış bir ölüme mahkûm eden bir güçtür; bu güç, özellikle sömürü altında inleyen bizler için emperyalizmin ta kendisidir.
Dağınıklığın Faturası
Aydın, demokratik ve yurtsever güçlerin dağınıklığı, geleceğimizi karartan bir ayak bağıdır. Aralarındaki küçük anlaşmazlıkların büyütülmesi, tekeline almak isteyen güçlerin işine gelmektedir. Diktatörlük ve yok oluş, bu dağınıklığın getirdiği kaçınılmaz sonlardır. Dikkatlice bakıldığında ise, karşıt güçlerin efendileri olan Emperyal devletlerin uşakları, her türlü eleştiriyi bastırmak için kendilerine muhalefet edenleri uşaklıkla suçlamaktalar. Ancak, onların kendi içlerinden çıkan seslere karşı sergiledikleri tutum birçok açıdan çelişkilidir.
Düşmanın Öğrettiği
Hayatın en büyük dersini bazen düşmandan öğreniriz. Aydınlık yolunu seçen bir kişinin kaybedilmesi, sadece bireysel bir kayıp değil, toplumumuzun geleceği açısından da ciddi bir zafiyet yaratır. Her birey, toplumun bir parçasıdır ve kaybedilmemelidir. Özellikle şu dönemde, birbirimize destek olmak, yasakları yıkmak ve sesimizi yükseltmek her zamankinden daha önemlidir.
özet olarak , içindeki karşıtlıkları kabullenip bunlardan ders çıkararak, güçlü bir toplum oluşturabiliriz. Gelecek kuşağın, bu zor günlerde yaşananlardan ders alıp Emperyalizme karşı durabilmesi, bireysel olarak kendini ifade edebilmesi için öze dönmek zorundayız. Bu mücadelede herkesin rolü vardır ve kaybedilen her ses, gelecekteki umutlarımızı da kaybetmek anlamına gelir. Hayatın dersi budur: Düşmandan öğrenmek ve aydınlık bir gelecek için birleşmektir.