29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın Anlam ve Önemi
Cumhuriyet’in İlanı: 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından Cumhuriyet’in ilan edilmesi şerefine her yıl büyük bir coşku ile Cumhuriyet Bayramı kutlanmaktadır.
Bağımsızlık ve Egemenlik: Cumhuriyet Bayramı, Türkiye’nin bağımsızlığını ve egemenliğini simgeler. I. Dünya Savaşı sonrasında işgale uğrayan Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Kurtuluş Savaşı ile yeniden egemenliğini tesis etmiştir.
Laik ve Demokratik Cumhuriyet: Cumhuriyet, Türkiye’nin yönetim biçimini belirler. Laiklik ve demokrasi prensiplerine dayalı bir devlet yapısı oluşturulmuş, din ve devlet işleri ayrılmıştır.
Toplumsal Dönüşüm: Cumhuriyet dönemi, Türk toplumunda birçok alanda büyük reformların gerçekleştirilmesine olanak sağlamıştır. Eğitim, kadın hakları, hukuk, dil, ve kültür gibi alanlarda değişiklikler yapılmış, toplumsal modernleşme süreci başlamıştır.
Ulusal Kimlik ve Birlik: Cumhuriyet Bayramı, Türk milletinin birliğini ve ulusal kimliğini vurgular. Türk halkı bu günde bir araya gelir ve milli marşları söyler, bayraklarıyla gurur duyar.
Atatürk’ün Anısı: Bayram, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ü anma günüdür. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanıdır.
29 Ekim 1923’te Ne Oldu? Osmanlı İmparatorluğu’nun 1876 yılından itibaren farklı yönetim biçimleriyle yaşadığı süreç, I. Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğramasının ardından işgale uğramasıyla devam etti. Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Millî Mücadele, Ekim 1922’de zafere ulaştı. 23 Nisan 1920‘de toplanan Büyük Millet Meclisi, 20 Ocak 1921’de Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nu kabul ederek egemenliğin Türk ulusuna ait olduğunu ilan etti ve 1 Kasım 1922‘de saltanatı kaldırdı. 27 Ekim 1923‘te İcra Vekilleri Heyeti’nin istifası sonrası, Mustafa Kemal Paşa ve İsmet İnönü, Cumhuriyet yönetimini tesis etmek üzere bir yasa önerisi hazırladı ve 29 Ekim 1923‘te Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edildi.
Önemli Bir Kitap,M. Kemal’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği
Aziz Nesin, yıllar önceki bir konuşmamız sırasında şöyle demişti: “- Geçmişte Atatürk’ü eleştirmiş olmaktan dolayı şimdi utanıyorum. Her geçen gün gözümde küçüleceğine, tersine daha da büyüyor.” Benzer aşamadan geçmiş bir kişi olarak, bu değerlendirmeyi gönülden paylaşmam zor değildi. Zaman bizleri değil, Mustafa Kemal’i haklı çıkarmıştı.
AHMET TANER KIŞLALI