Söz gelip takılıyor aklıma,
gecenin bir yerinde.
Bir ve sıfır;
belki vazgeçmekten,
belki de vazgeçemediğim için.
Nasıl da hızla vazgeçtiğimizi hatırlıyorum birbirimizden.
Benzetmelerin hüznü rahat bırakmıyor,
dalıp gidemiyorum bile.
Bazı sözler argo diye kenara atıldığından, görülmüyor, duyulmuyor;
yalnızca biliniyor. –
Eskiler,
benzetilenin hüznüne “perişan” der, geçip giderlermiş.
Kalıp seyrediyorum
aynalarda kırılıp atılmış,
her taraf demir ve pas.
Bir ve sıfır;
hangisi hangisinden daha mağrur,
hangisi daha perişan?
Duvarların arkasında rakamlar bile belli bir düşünsel rakıma gelmeden, görülmüyor. –
İyi ki kitaplar var, diyorum.
Sonrası ardı ardına geliyor;
öyle ya, adı üzerinde, soru bu.
Kalkıp gelmek için hangi soru, kimden izin almış?
Kendine hiç soru sormayan ve biteviye soranın sonu ortak galiba.
Bir ve sıfır.
Cemil Uçar