Galatasaray UEFA Avrupa Ligi üçüncü maçında İsveç ekibi Elfsborg karşısında 3-0 öne geçmesine rağmen, korku dolu dakikalar yaşadı. Rigas ve Kasımpaşa maçlarında da geri dönüşe izin veren ve gereksiz bir telaşa kapılan Galatasaray, Yunus’un Oshimen’in topuk pasıyla tek başına ürettiği gol olmasa belki sahasında 2 puan bırakacaktı.
Galatasaray UEFA Avrupa Ligi‘nin 3. haftasında sahasında İsveç takımı Elfsborg‘u ağırladı. Temsilcimiz sahadan 4-3’lük galibiyet ile ayrıldı.
Ligi,n bitmesi yaklaşan İsveç’te şampiyonluk iddiası olmayan Elsborg, ritimini tutturmuş, hızlı geçişlerle sonuç alan bir takım hüviyetinde…
Unutmayalım
Bu takım bundan önceki UEFA haftasında İtalya’nın Roma takımını bir penaltı kaçırmalarına rağmen sahasında yenmişti.
Takımın küçümsenecek tarafı yok.
Ama
Galatasaray ilk yarıda bulduğu üç golle rehavete erken girince golleri de kalesinde gördü.
Maça hızlı başlayan temsilcimiz 28. dakikada Mauro Icardi ile öne geçti. 39’da Isak Pettersson‘un kendi kalesine attığı gol (Bana göre bu gol Abdülkerim’e yazılmalı)ve 43. dakikada Barış Alper Yılmaz ile farkı üçe çıkaran Galatasaray devreyi 3-0 noktaladı.
İkinci yarıya iyi başlayan konuk ekip 52’de Niklas Hult‘un attığı golle morallendi. 65. dakikada Michael Baidoo‘nun penaltı golüyle farkı 1’e indiren Elfsborg, Yunus Akgün‘ün 83. dakikasında golüne engel olamadı ve temsilcimiz skoru 4-2’ye getirdi. Elfsborg 90+2’de Larsson ile farkı tekrardan 1’e indirse de puan için yeterli olmazken, Galatasaray 4-3’lük galibiyet ile 3 puanı hanesine yazdırdı.
Okan Buruk bu maçta ilk defa yeni bir taktikle çıktı. 3-4-1-2.
Kendisinin itirafıdır. Sadece bir idmanla bu maçta böyle oynamaya karar vermişler.
Oshimen, İcardi ve Batshuayi gibi dünyaca ünlü santraforlara sahip bir takım ilerde iki santraforla oynayabilir.
Hatta bu bazen skor zenginliği de sağlayabilir.
Buna kimsenin itirazı yok.
Ancak
Tek bir antremanla denenmiş bir taktiği böyle kaybedilmesi halinde sorun olacak bir Avrupa maçı yerine, kısmen daha zayıf bir Süper Lig maçında deneseydi daha şık olurdu.
Okan Buruk “yediğimizden daha çok gol atıyoruz” diyor. Rigas’a ve Kasımpaşa’ya karşı sen bu tatktikle oynamadın ki; Bu maçla onları kıyaslayamazsın.
Ortada altını çizmemiz gereken gerçek. “Galatasaray normal oyunuyla da yeni düzeniyle de rakipten gol yiyor ve gol yiyince telaşa kapılıyor ve kalesinde goller görüyor.”
Oyunculara gelince;
Sahanın lideri yine Sanchez oldu. Defansta kararlı müdahaleler, uzun paslar ve oyunu yönlendirmeyle benden tam not aldı.
Kaan sırıtmadı
Ama
Abdülkerim sanki bu yeni düzeni sevmemiş gibi…Çok hatalar yaptı. Golü attı ama defansif ağırlığını bu maçta göremedik. Halbuki biz Abdülkerim’in zorunluktan solbek oynadığına bile şahitiz. Nedense burada başarılı olamadı.
İcardi yeni formatta çok iyi işler yaptı. Bazen orta sahadan oyun kuran oyuncu sandık onu… Oshimen görevini yaptı. Yunus’a verdiği topuk pası muhteşemdi. Kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda da ben ondan kalecinin üstünden aşırtmasını beklerdim.
Yunus linç edildiği günün arkasından çok iyi oyun çıkardı.
Barış Alper de düşüş sürüyor.
Mertens, sahada 60 dakikadan fazla kalmamalı.
Özetle;
Takımın iskeleti ile fazla oynanmamalı.
Defans zaafları üzerine daha fazla çalışılmalı.
”S” çizen bir yılana benzettiğim yeni oyun düzeni geliştirilmeli.
Haftasonu Beşiktaş maçı var.
Süper Kupa maçında alınan 5-0 lık mağlubiyete kafayı takıp risk alınmamalıdır. Normal ve basit oyun oynanarak bu aşamada 3 puan hedeflenmelidir.
Galatasaray’ı kutluyorum. Puanını yediye çıkardı. Ama biliyorum ki taraftar korkulu rüya görmek istemiyor. Rahat keyifle maç izlemek istiyor.
